English - Turkish
Definition of a city or town in English Turkish dictionary
- urban
- şehirsel
- urban
- kentsel
Kentsel alanlarda toplu taşıma sadece özel ulaşımdan daha hızlıdır.
-Public transportation is only faster than private transportation in urban areas.
Sabah kahvaltısı için veranda yemeği Fransa'nın kentsel alanlarında yaygın olarak uygulanmaktadır.
-Patio dining for breakfast is widely practiced in urban areas of France.
- urban
- şehirde yaşayan veya bulunan
- urban
- şehir ile ilgili
- urban
- şehirle ilgili
- urban
- şehre değgin
- urban
- (Ticaret) kentte oturan
- urban
- kent ile ilgili
- burg
- dili kasaba
- burg
- {i} bucak
- burg
- {i} kasaba
- burg
- ufak şehir
- burg
- şehir
Bu, şehirdeki en iyi burger.
-It's the best burger in town.
- urban
- (İnşaat) kent, kentsel, kentli
- urban
- {s} şehirli
- urban
- {s} şehre ait
Related Terms
English - English
Definition of a city or town in English English dictionary
- urban
- burg
He left the small burg he grew up in and never looked back.
- City or town
- Anthill
Related Terms
a city or town
Hyphenation
a Ci·ty or TownTurkish pronunciation
ı sîti ır taunPronunciation
/ə ˈsətē ər ˈtoun/ /ə ˈsɪtiː ɜr ˈtaʊn/
Resimler
History
Favorites