a child or young person; a term of endearment

listen to the pronunciation of a child or young person; a term of endearment
English - Turkish

Definition of a child or young person; a term of endearment in English Turkish dictionary

chick
{i} civciv

Tom civcivleri bir karton kutuya koydu. - Tom put the chicks in a cardboard box.

Tavuğun sekiz tane civcivi vardır. - The hen has eight chicks.

chick
piliç

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı. - Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.

Bu piliç çok pişirilmiş. - The chicken is overcooked.

chick
{i} argo genç kız, piliç
chick
(Spor) amigo kız
chick
(Argo) çıtır
chick
parça

Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı. - On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.

chick
cüce
chick
yavru kuş
chick
güzel kız
chick
yavru
chick
(Hayvan Bilim, Zooloji) Kuş yavrusu
chick
{i} kız

Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır. - Dad uses fire to roast a chicken.

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı. - Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.

chick
çocuk

Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır. - Chicken pox is a common childhood illness.

Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir baş belasıdır. - Chicken pox is an itchy nuisance for kids.

chick
genç kız
English - English
chick
a child or young person; a term of endearment
Favorites