Sanırım onlar ithalatlara ağır bir vergi koymalılar.
- I think they should put a heavy tax on imports.
Vergi kaçırmakla suçlandı.
- He was accused of evading tax.
Dan annesinden miras kalan arazi üzerinde vergilendirilmek istemiyordu.
- Dan didn't want to be taxed on the land he inherited from his mother.
Tüm bu mallar ağır biçimde vergilendiriliyor.
- All these goods are heavily taxed.
Vergi ödemek her işçinin yükümlülüğüdür.
- It is the obligation of every worker to pay taxes.
Bill Clinton'un vergileri yükselteceğini söyledi.
- He said Bill Clinton would raise taxes.