English - Turkish
Definition of a chance for advancement, progress or profit in English Turkish dictionary
- opportunity
- fırsat
Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
-You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
-You shouldn't miss the opportunity to see it.
- opportunity
- olanak
- opportunity
- {i} fırsat, elverişli durum
- opportunity
- uygun zaman
- opportunity
- münasebet
- opportunity
- elverişli zaman
- opportunity
- firsat çıkmak
- opportunity
- {i} şans
Tom başka bir şansı hak ediyor.
-Tom deserves another opportunity.
Sami şans aramak için Kanada'ya gitti.
-Sami went to Canada, looking for opportunity.
- opportunity
- {i} uygun durum
Related Terms
English - English
Definition of a chance for advancement, progress or profit in English English dictionary
- opportunity
a chance for advancement, progress or profit
Hyphenation
a chance for advancement, prog·ress or prof·itPronunciation
Resimler
Favorites