a cell; a house

listen to the pronunciation of a cell; a house
English - Turkish

Definition of a cell; a house in English Turkish dictionary

sell
vermek
sell
sat

Arabayı satmaya karar verdi. - He decided to sell the car.

O, eczanede ilaç satıyor. - She sells medicine in the pharmacy.

sell
oyun

Oyuncak satıcısı çok samimiydi. - The toy seller was very friendly.

O oyuncak çok satılıyor. - That toy is selling like hot cakes.

sell
dalavere
sell
alıcı bulmak
sell
inandırmak
sell
yutturmak
sell
{f} kabul ettirmek: He
sell
{f} aldatmak
sell
sell like wildfire çok satılmak
sell
{f} kazıklamak
sell
sell off her şeyi
sell
kapışılmak
sell
{f} sattırmak
sell
{f} ele vermek
sell
{f} satılmak
sell
dili beğendirmek
sell
satışıyle meşgul olmak
English - English
sell
a cell; a house
Favorites