English - Turkish
Definition of a carousal; a festival; a drinking frolic in English Turkish dictionary
- rouse
- kalk borusu
- rouse
- vira etmek
- rouse
- yaman
- rouse
- canlı
- rouse
- faal
- rouse
- kaldırma
- rouse
- {f} yatağından çıkarmak
- rouse
- uyandır
Çığlık beni uykumdan uyandırdı.
-The cry roused me from my sleep.
Ses onu uykudan uyandırdı.
-The sound roused her from sleep.
- rouse
- tahrik etmek
- rouse
- uyandırmak
- rouse
- {f} yuvasından çıkarmak
- rouse
- uyarmak
- rouse
- harekete geçirmek
- rouse
- {f} çalkalamak
- rouse
- {f} kızdırmak
- rouse
- kalk zili
- rouse
- {f} uyanmak
- rouse
- {f} kışkırtmak
- rouse
- {f} canlanmak
Related Terms
English - English
Definition of a carousal; a festival; a drinking frolic in English English dictionary
- rouse
a carousal; a festival; a drinking frolic
Hyphenation
a carousal; a festival; a drink·ing frol·icPronunciation
Resimler
Favorites