a camper equipped with living quarters

listen to the pronunciation of a camper equipped with living quarters
English - Turkish

Definition of a camper equipped with living quarters in English Turkish dictionary

van
{i} karavan

Tom karavanın arkasında uyuyor. - Tom is asleep in the back of the van.

Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi. - I wanted a sports car, but my wife said we needed a van.

caravan
çingene arabası
caravan
{i} üstü kapalı yolcu veya yük arabası
caravan
{i} karavan

Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu. - One gypsy family with their caravan was encamped.

O, karavanı arabasına bağladı. - He hitched the caravan to his car.

caravan
{i} kafile
caravan
karavanla gezmek
caravan
üstü kapalı büyük yolcu veya yük taşıyan araba
caravan
karavanda yaşamak
caravan
kervan/karavan
caravan
{i} seyyar ev
caravan
{i} kervan

Elli develi bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerliyordu. - A caravan of fifty camels slowly made its way through the desert.

Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu. - A long caravan of camel was heading to the West.

caravan
arabanın arkasına takılarak çekilen tekerlekli seyyar ev
caravan
{i} İng. karavan
van
{i} keşif kolu
van
öncü kuvvet/vagon/minibüs
van
{i} İng. kamyonet
English - English
van
caravan
a camper equipped with living quarters

    Hyphenation

    a camp·er e·quipped with li·ving quar·ters

    Turkish pronunciation

    ı kämpır îkwîpt wîdh lîvîng kwôrtırz

    Pronunciation

    /ə ˈkampər əˈkwəpt wəᴛʜ ˈləvəɴɢ ˈkwôrtərz/ /ə ˈkæmpɜr ɪˈkwɪpt wɪð ˈlɪvɪŋ ˈkwɔːrtɜrz/
Favorites