English - Turkish
Definition of a california marine fish of an orange or red color; the garibaldi in English Turkish dictionary
- goldfish
- {i} akvaryum balığı
Ona bir akvaryum balığı ve bir kap aldım.
-I bought her a goldfish and a bowl.
Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
-Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.
- goldfish
- kırmızıbalık
- goldfish
- havuzbalığı
- goldfish
- kırmızı balık
- goldfish
- havuz balığı
- goldfish
- japon balığı
Beni geri bırakırsan dileklerinden birini yerine getireceğim. dedi Japon balığı.
-If you throw me back, I'll fulfill one of your wishes, said the goldfish.
Japon balığı gibi hafızam var.
-I have a memory like a goldfish.
- goldfish
- {i} süs balığı
- goldfish
- Carassius auratus
- goldfish
- i., zool. kırmızıbalık, havuzbalığı, Carassius auratus
- goldfish
- altın balık
Related Terms
English - English
Definition of a california marine fish of an orange or red color; the garibaldi in English English dictionary
- goldfish
a california marine fish of an orange or red color; the garibaldi
Hyphenation
a Cal·i·for·nia ma·rine fish of an Or·ange or Red color; the Ga·ri·bal·diPronunciation
Resimler
Favorites