a broad and flat area that usually has low elevation

listen to the pronunciation of a broad and flat area that usually has low elevation
English - Turkish

Definition of a broad and flat area that usually has low elevation in English Turkish dictionary

plain
{s} yalın

Yalın bir İngilizce ile konuşma yaptı. - He made a speech in plain English.

plain
vuzuh
plain
sadelik
plain
dürüst
plain
düz

Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım. - I'm just a plain office worker.

Bayan Yamada büyüleyici Japon masalını düz Japoncaya çevirdi. - Ms. Yamada translated the fascinating fairy tale into plain Japanese.

plain
kolay anlaşılır
plain
net
plain
vazıh
plain
(sıfat) sade, süssüz, yalın, düz, desensiz, gösterişsiz, çirkin, açık, net, dürüst, su katılmamış, engebesiz
plain
{s} çirkin
plain
{s} su katılmamış
plain
{s} süssüz
plain
{s} gösterişsiz
plain
(Tekstil) düz, desensiz
plain
düz yazı
plain
sadece

Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım. - I'm just a plain office worker.

Ben sadece düz eski bir ofis çalışanıyım. - I'm just a plain old office worker.

plain
{i} düzlük

Nehir düzlükte menderesler çiziyor. - The river meanders across the plain.

plain
plain dealing dürüstlük
plain
{s} düz: I want a plain rather than a patterned cloth. Desenli değil, düz bir kumaş istiyorum
English - English
plain
a broad and flat area that usually has low elevation

    Hyphenation

    a broad and flat ar·e·a that u·su·al·ly has low el·e·va·tion

    Turkish pronunciation

    ı brôd ınd flät eriı dhıt yujıli hız lō elıveyşın

    Pronunciation

    /ə ˈbrôd ənd ˈflat ˈerēə ᴛʜət ˈyo͞oᴢʜəlē həz ˈlō ˌeləˈvāsʜən/ /ə ˈbrɔːd ənd ˈflæt ˈɛriːə ðət ˈjuːʒəliː həz ˈloʊ ˌɛləˈveɪʃən/
Favorites