a bound collection of maps often including tables, illustrations or other text

English - Turkish

Definition of a bound collection of maps often including tables, illustrations or other text in English Turkish dictionary
atlas: atlas
atlas: (Diş Hekimliği) ilk boyun omuru
atlas: boyun fıkra kemiklerinin birincisi
atlas: (Tıp) Boyun fıkra kemiklerinin birincisi, birinci omur, atlas
atlas: (Anatomi) birinci boyun omuru (Yunan mitolojisinde gökkubbeyi taşıyan tanrı)
atlas: (Askeri) ATLAS FÜZESİ: Bir harp başlığı ile teçhiz edilmiş, sıvı yakıtlı, bir buçuk katlı, roket güçlü, kıtalararası balistik füze. Ayrıca SM65 olarak da tanınır. SM65D, radyo otomatik güdüm sistemiyle teçhiz edilmiştir. SM65E ve SM65F tam otomatik güdüm sistemlidir
atlas: bir çeşit ipekli kumaş
atlas: {i} atlas (harita kitabı)
atlas: göklere destek olduğu söylenen bir yarı Atlas Mountains Atlas Dağları
atlas: buyük boy kâğıt

English - English

Definition of a bound collection of maps often including tables, illustrations or other text in English English dictionary: atlas

a bound collection of maps often including tables, illustrations or other text

Hyphenation

a bound col·lec·tion of maps of·ten in·clud·ing tables, illustrations or oth·er text

History

Favorites