English - Turkish
Definition of a borough; a manor; as, the bury of st in English Turkish dictionary
- bury
- gömmek
Onun görevi ölü hayvanları gömmektir.
-Their job is to bury dead animals.
Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü.
-The dog was busy burying his bone in the garden.
- bury
- {f} toprağa vermek
- bury
- {f} cenazeyi kaldırmak
- bury
- defin yapmak
- bury
- örtüp bastırmak
- bury
- cenaze kaldırmak
- bury
- (Spor) uzak mesafeli şutu gömmek
- bury
- defin etmek
- bury
- gizlemek
- bury
- göm
Parasını kuma gömüyor.
-She's burying her money in the sand.
Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
-At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- bury
- defnetmek
- bury
- saklamak
- bury
- {f} örtmek
- bury
- {f} daldırmak
Related Terms
English - English
Definition of a borough; a manor; as, the bury of st in English English dictionary
- bury
a borough; a manor; as, the bury of st
Hyphenation
a borough; a manor; as, the bu·ry of stPronunciation
Resimler
Favorites