a body set in the heavens, the mark *

listen to the pronunciation of a body set in the heavens, the mark *
English - Turkish

Definition of a body set in the heavens, the mark * in English Turkish dictionary

star
yıldız

İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı. - Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star.

En parlak olanı şu küçük yıldızdır. - That small star is the brightest.

star
{f} yıldız olmak
star
baş rolü oynamak
star
star
star
{f} yıldız koy

Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu. - Tom put a star on top of the Christmas tree.

star
talih
star
{f} -in yanına yıldız işareti koymak
star
yıldız koyarak işaret etmek
star
yıldıza ait
star
(Tıp) Yıldız şeklinde organ, yıldız, stella
star
yıldızla işaretli
star
önemli

Daha önemli konular üzerinde odaklanmaya başlayalım. - Let's start focusing on more important matters.

Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı. - Sami started a major innovation to the store.

star
{i} sin., tiy., müz. yıldız, star: She's become a movie s(Tarih) Sinema yıldızı oldu
star
başrolde göstermek
star
{f} (belirli bir filmin) yıldızı olmak: This film stars Charlie Chaplin. Bu filmin
star
{i} yıldız,yıldız
star
parlak

Böyle parlak bir yıldız hiç görmedim. - I had never seen such a shiny star.

Bu gece yıldızlar parlak şekilde parlıyor. - The stars are shining brightly tonight.

star
{f} başrolde oynamak
star
(isim) yıldız, star, şans
English - English
{n} star