English - Turkish
Definition of a beast of burden, much used in desert areas, of the genus camelus in English Turkish dictionary
- camel
- {i} deve
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
-A long caravan of camel was heading to the West.
Eğer bir deveye yaklaşırsanız, ısırılmayı göze alırsınız.
-If you go near a camel, you risk being bitten.
- camel
- Deve; Arapları ve Orta Doğuluları aşağılamak için kullanılan bir ırkçı ifade
- camel
- hecin süvarisi
- camel
- bu tüyden dokunmuş kumaş
- camel
- {i} kayık biçiminde yüzdürme dubası
- camel
- cameleer deveci
- camel
- {i} tombaz
- camel
- camelhair deve tüyü
- camel
- yüzer kutu/deve
- camel
- {i} duba
- camel
- (Askeri) DUBA: Bak. "breasting float"
- camel
- sığ yerlerde gemi yüzdürmek için kullanılan tombaz
Related Terms
English - English
Definition of a beast of burden, much used in desert areas, of the genus camelus in English English dictionary
- camel
a beast of burden, much used in desert areas, of the genus camelus
Hyphenation
a beast of burden, much used in des·ert areas, of the ge·nus camelusPronunciation
Resimler
Favorites