Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
- The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Ben okula gitmeden önce bir saatlik koşuya vakit ayırdım.
- I put in an hour of jogging before I go to school.
George, son zamanlarda üç saatlik mücadeleden sonra yakaladığı 30 paundluk bir levreği tanımlıyordu.
- George was describing a 30 pound bass he'd caught recently after fighting it for three hours.
Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim.
- When I was a child, I spent many hours reading alone in my room.