Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu.
- The bad harvest caused massive food shortages.
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
- Lack of food had left him weak and exhausted.
Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.
- Food and blankets were given to the refugees.
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- There was food enough for us all.
Patatesle iyi gidecek bazı lezzetli besinler nelerdir?
- What are some tasty foods that would go well with potatoes?
Patatesle yenecek bazı iyi besinler nelerdir?
- What are some good foods to eat with potatoes?
Yemek henüz hazır değil.
- The food's not ready yet.
Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.
- In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.
Diyetisyenler yemek branşında uzmandırlar.
- Dieticians are experts in the food industry.
Yemek henüz hazır değil.
- The food's not ready yet.
Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.
- Food and blankets were given to the refugees.
Tom Mary'ye ne tür yiyeceklerden hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of food she liked.
Soja proteinlerle dolu hayvanlar için bir gıda maddesidir.
- Soja is a food for animals that's full of proteins.