Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a (usually tubular) covering or lining

listen to the pronunciation of a (usually tubular) covering or lining
English - Turkish

Definition of a (usually tubular) covering or lining in English Turkish dictionary

sleeve
{i} kol

Sağ elbise kolunu yukarı çek. - Roll up your right sleeve.

O, onu kolundan tuttu. - She held him by the sleeve.

sleeve
{i} elbise kolu

Dikkat et! Elbise kolun çorbanın içinde. - Careful! Your sleeve is in the soup.

Sağ elbise kolunu yukarı çek. - Roll up your right sleeve.

sleeve
{i} kol (giysi)
sleeve
{i} (giysi için) kol
sleeve
plak kabı
sleeve
(Spor) kol tertibatı
sleeve
(Gıda) manşet
sleeve
{f} kol tak
sleeve
yen
sleeve
giysi kolu

Tom giysi koluyla yüzünü sildi. - Tom wiped his face with his sleeve.

sleeve
disket kabı
sleeve
(Mühendislik) gömlek, kovan, mil üzerine bilezik gibi geçen parça; manson (boruda)
sleeve
(İnşaat) kovan
sleeve
disket kabı,v.kol tak: n.elbise kolu
sleeve
{i} zıvana
sleeve
{i} (boru için) manşon, ek bileziği; rakor
sleeve
{i} kol düzeni
English - English
sleeve