aşırı derecede

listen to the pronunciation of aşırı derecede
Turkish - English
heavily

Tom was breathing heavily. - Tom aşırı derecede nefes alıyordu.

It is raining heavily. - Aşırı derecede yağmur yağıyor.

extremely

Mary is extremely attractive. - Mary aşırı derecede çekici.

Tom is extremely persuasive. - Tom aşırı derecede ikna edicidir.

excessively
heartily
intensely
unduly
unco
overly

I think Tom is overly optimistic. - Sanırım Tom aşırı derecede iyimser.

That's an overly optimistic view. - Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.

parlous
in the extreme
exceedingly

Ann is exceedingly fond of chocolate. - Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.

Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply. - Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.

fantastically
unusually

The weather is unusually cold. - Hava aşırı derecede soğuk.

The hotels here are kept unusually clean. - Buradaki oteller aşırı derecede temiz tutulur.

enormously

I enjoyed myself enormously, believe me. - Aşırı derecede eğlendim, inan bana.

to death
crass
terrible
{s} riotous
{s} plethoric
to a fault
aşırı derece
extremity
aşırı derece
extreme

Tom is extremely persuasive. - Tom aşırı derecede ikna edicidir.

Tom seems extremely excited. - Tom aşırı derecede heyecanlı görünüyor.

Turkish - Turkish
gayetle
Aşırı derece
zül
Aşırı derece
dereke
aşırı derecede
Favorites