aşıla

listen to the pronunciation of aşıla
Turkish - English
imbue
inoculate

None of the family had been inoculated against diphtheria. - Aileden hiçbiri difteriye karşı aşılanmadı.

vaccinate

You must be vaccinated against rabies. - Sen kuduza karşı aşılanmalısın.

Where did you vaccinate them? - Onları nerede aşıladın?

infuse
indoctrinate
vaccinated

You must be vaccinated against rabies. - Sen kuduza karşı aşılanmalısın.

instil

We must instill patriotism into the young people of today. - Biz bugünün genç insanlarına vatanseverlik aşılamalıyız.

engraft
aşılamak
{f} inoculate
aşılamak
{f} vaccinate
aşılamak
imbue
aşılamak
infuse into
aşılamak
immunize

It is important to immunize children against polio. - Çocuk felcine karşı çocukları aşılamak önemlidir.

aşılamak
{f} suggest
go beyond
overshoot
gone beyond
went beyond
aşılamak
inculcate
aşılamak
graft
aşılamak
implant
aşılamak
engraft
aşılamak
breathe
aşılamak
fertilize
aşılamak
infuse
aşılamak
indoctrinate
inc
cooked food
smooth
surpass

Japan surpasses China in economic power. - Japonya ekonomik güçte Çin'i aşıyor.

The theory of evolution surpasses the scope of my imagination. - Evrim teorisi benim hayal kapsamını aşar.

transcend

No one can transcend their own individuality. - Hiç kimse kendi benliğini aşamaz.

Exporting is a commercial activity which transcends borders. - İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.

exceed

Imports exceeded exports last year. - Geçen yıl ithalat ihracatı aştı.

She is exceedingly sensitive to the cold. - O, soğuğa aşırı duyarlıdır.

surpassing
aşılamak
instill; pass on an ilness
aşılamak
infect
aşılamak
to graft, bud (a graft) on to (a stock)
aşılamak
prov. to cool or warm (a beverage) by adding a liquid to it
aşılamak
bud
aşılamak
to vaccinate, inoculate
aşılamak
prov. to mix (one thing) with (another)
aşılamak
to breed (animals); to impregnate (a female animal)
aşılamak
transfuse
aşılamak
ingraft
aşılamak
prov. to cool (a beverage)
aşılamak
envenom
aşılamak
to vaccinate, to inoculate; to graft; to instil, to instill , to indoctrinate
aşılamak
to inculcate, instill (ideas) (in)
aşılamak
to infect (someone) (with)
aşılamak
immunize; graft
aşılamak
instil
aşılamak
impregnate
aşılamak
{f} inspire
aşılamak
pass on an ilness
aşılamak
{f} instill
aşılamak
(Fiili Deyim ) inoculate against
Turkish - Turkish

Definition of aşıla in Turkish Turkish dictionary

Yemek
(Osmanlı Dönemi) Yemek, taam
(Osmanlı Dönemi) f. Muharrem ayında pişirilen aşure
Aşılamak
ilkah etmek
Aşılamak
telkin etmek
çorba
Pişmiş ekmek
Muharrem ayında pişirilen aşure
Anadolu'nun bazı yörelerinde bulgur pilavına verilen ad
Pişirilerek hazırlanan yemek
Bulgur pilavı
aşılamak
Birtakım düşünce veya duyguları başkasına benimsetmek, telkin etmek, etkilemek
aşılamak
Başkasına hastalık geçirmek
aşılamak
Organizmada bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak
aşılamak
Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç üzerine kaynaştırarak üretmek
aşılamak
Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak
aşılamak
Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katmak
aşıla
Favorites