ağma

listen to the pronunciation of ağma
Turkish - English
meteor, shooting star
shooting star, falling star akanyıldız, şahap
falling star
(Astronomi) shooting star
meteor
{i} network

Social networking sites are dangerous for people under 13. - Sosyal ağ siteleri, 13 yaşından küçük insanlar için tehlikelidir.

There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them. - Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.

web

I like social networking web sites. - Sosyal ağ sitelerini severim.

A big spider was spinning a web. - Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.

net

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

Hackers find new ways of infiltrating private or public networks. - Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.

{i} tissue
spider

The bite of this spider causes intense pain. - Bu örümceğin ısırması şiddetli ağrıya sebep olur.

Have you ever seen a spider spinning its web? - Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?

(Bilgisayar) node
nett
(Matematik) reticle
grit

Tom is gritting his teeth in obvious pain. - Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor.

(Denizbilim) bunt
{i} trawl
crotch
ağmak
rise
ağmak
ascend
reticulum
(Giyim) Crotch (of trousers)
net; network; (tuzak) net, mesh; (örümcek ağı) web, cobweb
mesh
diffraction grating
fishnet
reticular
filet
net for catching fish
netting
dragnet
graticule
network; spider's web; cobweb
{i} gin
{i} plexus
rete
driftnet
{i} system

Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan. - Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.

The tree's root system stretches over thirty meters. - Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.

{i} cobweb

There is a big cobweb in the corner. - Köşede büyük bir örümcek ağı var.

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

ağmak
to hang downward, droop
ağmak
to rise, ascend
ağmak
to hang down; to rise, to ascend
Turkish - Turkish
Akan yıldız
Akan yıldız, şahap
Ağmak işi
apışlık
Ağmak
inmek
Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
Tuzak
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü
Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmışörgü
Ak
Pantolonun apış arasına gelen yeri
Bilgisayar ağı değişik yerlerdeki bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan bir veri iletişim sistemi
Oyun alanını ortadan ikiye bölen veya kale direkleri arkasına gerilen, iple yapılmış örgü. Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Tuzak: "Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü, ne ondurdu."- S. Ayverdi
Kafes biçimindeki örgü
Donun veya pantolonun apış arasına gelen yeri, apışlık
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
Beyaz, ak
ağmak
Sarkmak, aşağıya inmek, eğilmek, meyletmek: "Hiç konuşmadan güneş batıya ağıncaya dek çalıştılar."- R. N. Güntekin
ağmak
Sarkmak, aşağıya inmek, eğilmek, meyletmek
ağmak
Yükselmek, yukarı çıkmak
ağmak
Yükselmek, yukarı çıkmak: "Ay oldum âleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım."- Yunus Emre
ağmak
Sarkmak
ağma
Favorites