ağma

listen to the pronunciation of ağma
Turkish - English
meteor, shooting star
shooting star, falling star akanyıldız, şahap
falling star
(Astronomi) shooting star
meteor
{i} network

There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them. - Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.

The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable. - Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.

web

You mustn't swallow unreliable information that's on the Web. - İnternet ağındaki güvenilmez bilgilere inanmamalısın.

A big spider was spinning a web. - Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.

net

Hackers find new ways of infiltrating private or public networks. - Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.

As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake. - İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.

{i} tissue
spider

Spiders like to build spiderwebs. - Örümcekler örümcek ağı yapmayı severler.

A big spider was spinning a web. - Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.

(Bilgisayar) node
nett
(Matematik) reticle
grit

Tom is gritting his teeth in obvious pain. - Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor.

(Denizbilim) bunt
{i} trawl
crotch
ağmak
rise
ağmak
ascend
reticulum
(Giyim) Crotch (of trousers)
net; network; (tuzak) net, mesh; (örümcek ağı) web, cobweb
mesh
diffraction grating
fishnet
reticular
filet
net for catching fish
netting
dragnet
graticule
network; spider's web; cobweb
{i} gin
{i} plexus
rete
driftnet
{i} system

The tree's root system stretches over thirty meters. - Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.

Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan. - Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.

{i} cobweb

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

There is a big cobweb in the corner. - Köşede büyük bir örümcek ağı var.

ağmak
to hang downward, droop
ağmak
to rise, ascend
ağmak
to hang down; to rise, to ascend
Turkish - Turkish
Akan yıldız
Akan yıldız, şahap
Ağmak işi
apışlık
Ağmak
inmek
Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
Tuzak
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü
Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmışörgü
Ak
Pantolonun apış arasına gelen yeri
Bilgisayar ağı değişik yerlerdeki bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan bir veri iletişim sistemi
Oyun alanını ortadan ikiye bölen veya kale direkleri arkasına gerilen, iple yapılmış örgü. Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Tuzak: "Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü, ne ondurdu."- S. Ayverdi
Kafes biçimindeki örgü
Donun veya pantolonun apış arasına gelen yeri, apışlık
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
Beyaz, ak
ağmak
Sarkmak, aşağıya inmek, eğilmek, meyletmek: "Hiç konuşmadan güneş batıya ağıncaya dek çalıştılar."- R. N. Güntekin
ağmak
Sarkmak, aşağıya inmek, eğilmek, meyletmek
ağmak
Yükselmek, yukarı çıkmak
ağmak
Yükselmek, yukarı çıkmak: "Ay oldum âleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım."- Yunus Emre
ağmak
Sarkmak
ağma
Favorites