ağlaşmak

listen to the pronunciation of ağlaşmak
Turkish - English
to lament
to weep together
weep together
{i} network

Hackers find new ways of infiltrating private or public networks. - Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

web

Have you ever seen a spider spinning its web? - Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?

I like social networking web sites. - Sosyal ağ sitelerini severim.

net

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake. - İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.

{i} tissue
spider

This type of spider doesn't weave a web. - Bu türde örümcekler ağ örmezler.

Have you ever seen a spider spinning its web? - Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?

(Bilgisayar) node
nett
(Matematik) reticle
grit

Tom is gritting his teeth in obvious pain. - Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor.

(Denizbilim) bunt
{i} trawl
crotch
reticulum
(Giyim) Crotch (of trousers)
net; network; (tuzak) net, mesh; (örümcek ağı) web, cobweb
mesh
diffraction grating
fishnet
reticular
filet
net for catching fish
netting
dragnet
graticule
network; spider's web; cobweb
{i} gin
{i} plexus
rete
driftnet
{i} system

The tree's root system stretches over thirty meters. - Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.

Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan. - Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.

{i} cobweb

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

There is a big cobweb in the corner. - Köşede büyük bir örümcek ağı var.

Turkish - Turkish
Sızlanmak
Birlikte ağlamak
apışlık
Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
Tuzak
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü
Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmışörgü
Ak
Pantolonun apış arasına gelen yeri
Bilgisayar ağı değişik yerlerdeki bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan bir veri iletişim sistemi
Oyun alanını ortadan ikiye bölen veya kale direkleri arkasına gerilen, iple yapılmış örgü. Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Tuzak: "Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü, ne ondurdu."- S. Ayverdi
Kafes biçimindeki örgü
Donun veya pantolonun apış arasına gelen yeri, apışlık
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
Beyaz, ak
ağlaşma
Ağlaşmak işi
ağlaşmak
Favorites