Do you understand each and every right that has been explained to you?
- Size açıklanan her hakkı anlıyor musunuz?
When I first took a C course, I couldn't understand a single thing explained in class. Thank God I got a friend of mine who's a programmer to explain to me how the whole caboodle works.
- İlk olarak bir C kursu aldığım zaman sınıfta açıklanan tek bir şeyi anlayamadım. Allah'a şükür ki bütün topluluğun nasıl çalıştığını bana açıklamak için bir programcı olan bir arkadaşım var.
He explained the literal meaning of the phrase.
- O, ifadenin tam anlamını açıkladı.
Please explain the grammar of 'as may be'.
- Lütfen as may be nin dilbilgisini açıklar mısın?
I explained the accident to him.
- Ona kazayı açıkladım.
I explained the reason in detail.
- Ben nedeni ayrıntılı olarak açıkladım.
He had no difficulty in explaining the mystery.
- Gizemi açıklamada zorluk çekmedi.
Sorry, I'm bad at explaining.
- Kusura bakma, açıklama yapma konusunda kötüyüm.
For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
- Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
Professors should explain everything in detail, not be succinct and always tell students to go home and read their books.
- Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.
I don't understand this word. Could you paraphrase it?
- Bu sözcüğü anlamıyorum. Onu açıklayabilir misin?