I loved being outdoors when I was younger.
- Gençken açık havada olmayı severdim.
Children who spend more time outdoors have a lower risk of myopia.
- Açık havada daha fazla zaman harcayan çocukların miyop riski daha düşüktür.
People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
- Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
- Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
Children who spend more time outdoors have a lower risk of myopia.
- Açık havada daha fazla zaman harcayan çocukların miyop riski daha düşüktür.
Tom seems to enjoy being outdoors.
- Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.
A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
- Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
We spent three hours in the open air.
- Açık havada üç saat geçirdik.
Generally speaking, children like to play outdoors.
- Genelde çocuklar açık havada oynamayı sever.
I loved being outdoors when I was younger.
- Gençken açık havada olmayı severdim.
Rugby is an outdoor game.
- Ragbi bir açık hava oyunudur.
Tom doesn't have much interest in outdoor sports.
- Tom, açık hava sporlarına büyük ilgi duymuyor.
We spent the day in the open air.
- Günü açık havada geçiririz.
Open-air markets sell food grown on local farms.
- Açık hava pazarları yerel çiftliklerde yetiştirilen gıdaları satar.
The open-air concert was cancelled because of the rain.
- Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.
Open-air markets sell food grown on local farms.
- Açık hava pazarları yerel çiftliklerde yetiştirilen gıdaları satar.
The open-air concert was cancelled because of the rain.
- Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.
We had a party in the open.
- Bizim açık havada bir partimiz vardı.
After rain comes fair weather.
- Yağmurdan sonra açık hava gelir.