açıdan

listen to the pronunciation of açıdan
Turkish - English
in terms of

You see everything in terms of money. - Her şeye parasal açıdan bakıyorsun.

in relation to; with respect to; as regards; concerning; regarding

She has no idea how she wants the house to look in terms of décor.

in connection with, regarding, in the sense of
açı
angle

We considered the problem from all angles. - Sorunu tüm açılardan düşündük.

These two lines cut across each other at right angles. - Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

açı
(Hukuk) aspect

There are other aspects. - Diğer bakış açıları var.

This is quite sound from a scientific aspect. - Bu, bilimsel açıdan son derece sağlam.

açı
respect

I've failed in every respect. - Ben her açıdan başarısız oldum.

The two neighbouring countries differ from each other in all respects. - İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.

açı
(Havacılık) slope
açı
perspective

We should consider the problem from a child's perspective. - Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.

I share his political perspective. - Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.

idari açıdan
administratively
jeolojik açıdan
geologically
kimyasal açıdan
chemically
klinik açıdan
(Tıp) clinically
kozmetik açıdan
cosmetically
manevi açıdan
morally
siyasi açıdan
politically
açı
camera angle
bir açıdan
from an angle
açı
angle;angle, point of view, standpoint bakım
açı
corner

I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant. - Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.

There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day. - Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.

açı
gonio
açı
point of view

From my personal point of view, his opinion is right. - Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.

This is a valid point of view. - Bu geçerli bir bakış açısıdır.

açı
bevel
açı
coin

Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida. - Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.

biyolojik açıdan
biologically
devlet politikasının coğrafi açıdan incelenmesi
geopolitics
dini açıdan
ecclesiastically
dini açıdan demokrasi
religious aspects democracy
dini açıdan depremler
religious aspects earthquakes
dini açıdan milliyetçilik
religious aspects nationalism
duygusal açıdan
carnally
duygusal açıdan
sensually
ekonomik açıdan güvenilirlik
respectability
ekonomik açıdan özgür
economically free
felsefi açıdan
philosophically
genetik açıdan kanser
genetic aspects cancer
geometrik açıdan ele almak
(Geometri) geometrize
hukuki açıdan
jurally
jeolojik açıdan incelemek
geologize
jeolojik açıdan incelemek
(Jeoloji) geologise
mesleki açıdan
avocationally
mimari açıdan
architecturally
politik açıdan tarafsız
fencesitter
psikolojik açıdan başarı
psychological aspects success
Turkish - Turkish

Definition of açıdan in Turkish Turkish dictionary

AÇI
(Osmanlı Dönemi) Bak: Zâviye
Açı
zaviye
açı
Birbirini kesen iki yüzeyin veya iki doğrunun oluşturduğu çıkıntı
açı
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarı doğru arasındaki açıklık
açı
Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi: "Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi."- H. Taner
açı
Görüş, bakım, yön
açı
Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
açı
Objektifin gördüğü alan
açıdan
Favorites