Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- He asked for my permission to use the telephone.
En yakın telefon nerede?
- Where is the nearest telephone?
Tam sana telefon etmek üzereyken senin telgrafın geldi.
- Your telegram arrived just as I was about to telephone you.
En iyi şey ona telefon etmektir.
- The best thing is to telephone her.
En iyi şey ona telefon etmektir.
- The best thing is to telephone her.
Paul az önce telefon etti.
- Paul telephoned just now.
Tom alısün ahizesini alıp kulağına koydu.
- Tom picked up the telephone receiver and put it to his ear.
Mesajı bana telefonla gönderdi.
- He sent me the message by telephone.
Telefonlardan hiçbiri çalışmıyor.
- None of the telephones are working.