Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Tom'un Mary ile arası iyidir.
- Tom is on good terms with Mary.
Onlarla aramız iyidir.
- We are on good terms with them.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?