How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
- Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
It is easy to love, but hard to be loved.
- Sevmek kolay fakat sevilmek zordur.
You can't help but like them.
- Onları sevmekten başka çaren yok.
You have to like teaching in order to do it.
- Onu yapmak için öğretmenliği sevmek zorundasın.
To love and to be loved, these are the biggest forms of happiness.
- Sevmek ve sevilmek, bunlar mutluluğun büyük biçimleridir.
Tom has loved Mary for a long time.
- Tom uzun süredir Mary'yi sevmektedir.