He is a famous artist.
- O meşhur bir sanatçıdır.
Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
- Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills.
- Aborijin olan Leyla, meşhur izleme becerilerini kullandı.
The hotel is noted for its food.
- Otel yemeği ile meşhurdur.