Turkish - English
Definition of -i mahvetmek in Turkish English dictionary
- -i mahvetmek
- play havoc with
- mahvetmek
- ruin
I didn't tell Tom about it because I didn't want to ruin his day.
-Onun gününü mahvetmek istemediğim için Tom'a ondan bahsetmedim.
I don't want to ruin the evening for everyone.
-Herkes için akşamı mahvetmek istemiyorum.
- mahvetmek
- devastate
- mahvetmek
- smash
- mahvetmek
- wreck
- mahvetmek
- destroy
Tom orchestrated a plot to destroy the project.
-Tom projeyi mahvetmek için bir komplo düzenledi.
- mahvetmek
- scuttle
- mahvetmek
- beggar
- mahvetmek
- wreak havoc on
- mahvetmek
- fell
- mahvetmek
- put out of commission
- mahvetmek
- ruinate
- mahvetmek
- scupper
- mahvetmek
- mar
- mahvetmek
- devour
- mahvetmek
- commission
- mahvetmek
- (deyim) fuck up
- mahvetmek
- shatter
- mahvetmek
- break up
- mahvetmek
- (deyim) bust up
- mahvetmek
- end
- mahvetmek
- annihilate
- mahvetmek
- spoil
- mahvetmek
- ravage
- mahvetmek
- torpedo
- mahvetmek
- (deyim) bring to naught
- mahvetmek (manen)
- overwhelm
- mahvetmek veya mahvolmak
- To spoil or ruin
- hayatını mahvetmek
- lead smb. a dog's life
- kendi kendini mahvetmek
- dish oneself
- kendini mahvetmek
- draw ruin upon oneself
- mahvetmek
- bang up
- mahvetmek
- exterminate
- mahvetmek
- to destroy, to ravage, to devastate; to ruin; to spoil; to cut sb up
- mahvetmek
- finish
- mahvetmek
- smash up
- mahvetmek
- to destroy, ruin; to obliterate, wipe out
- mahvetmek
- cut up
- mahvetmek
- pulverize
- mahvetmek
- queer
- mahvetmek
- bugger up
- mahvetmek
- lay low
- mahvetmek
- damn
- mahvetmek
- do for
- mahvetmek
- dish
- mahvetmek
- corrupt
- mahvetmek
- kill
- mahvetmek
- play havoc with
- mahvetmek
- work havoc
- mahvetmek
- cook
- mahvetmek
- bankrupt
- mahvetmek
- barbarize
- mahvetmek
- bugger
- mahvetmek
- make havoc of
- mahvetmek
- canker
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of -i mahvetmek in Turkish Turkish dictionary
- mahvetmek
- Bozup işe yaramaz duruma getirmek
- mahvetmek
- Yok etmek
- mahvetmek
- Onmaz duruma getirmek: "Beni bu güzel havalar mahvetti / Böyle havada istifa ettim / Evkaftaki memuriyetimden."- O. V. Kanık
- mahvetmek
- Onmaz duruma getirmek
- mahvetmek
- Boşa gitmesine sebep olmak, heba etmek
Related Terms
-i mahvetmek
Hyphenation
i mah-vet-mekPronunciation
Resimler
History
Favorites