Definition of -i bırakmak in Turkish English dictionary
- -i bırakmak
- relinquish
- -i bırakmak
- recant
- -i bırakmak
- part with
- bırakmak
- leave
We had no choice but to leave the matter to him.
- Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
It was careless of you to leave the key in the car.
- Anahtarı arabada bırakmak senin dikkatsizliğindi.
- hayran bırakmak
- impress
I really want to impress them.
- Ben gerçekten onları hayran bırakmak istiyorum.
I really want to impress him.
- Ben gerçekten onu hayran bırakmak istiyorum.
- devre dışı bırakmak
- deactivate
- zorunda bırakmak
- oblige
- maruz bırakmak
- expose
It's dangerous to expose babies to strong sunlight.
- Bebekleri güçlü güneş ışığına maruz bırakmak tehlikelidir.
- bırakmak
- give up
He tried to give up smoking several times, but failed.
- O birkaç kez sigarayı bırakmak için çalıştı, ancak başarısız oldu.
Bob often tries to give up smoking.
- Bob sık sık sigarayı bırakmak için çalışır.
- bırakmak
- quit
You should quit smoking.
- Sigarayı bırakmakmalısın.
I want to quit my current job.
- Ben şu anki işimi bırakmak istiyorum.
- serbest bırakmak
- release
I'm afraid you're going to have to release Tom.
- Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- maruz bırakmak
- subject
- etki bırakmak
- strike
- bırakmak
- drop
Tom had to drop out from college because he couldn't afford tuition.
- Tom okul ücretini ödeyemediği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.
I had to drop Tom off at school.
- Tom'u okula bırakmak zorunda kaldım.
- aç bırakmak
- starve
- bırakmak
- expose
It's dangerous to expose babies to strong sunlight.
- Bebekleri güçlü güneş ışığına maruz bırakmak tehlikelidir.
- gölgede bırakmak
- overshadow
- iz bırakmak
- scar
- zorunda bırakmak
- compel
- bırakmak
- release
The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
- Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
I'm afraid you're going to have to release Tom.
- Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- iz bırakmak
- etch
- iz bırakmak
- track
- yoksun bırakmak
- (Hukuk) deprive
- sürüncemede bırakmak
- impede
- akışına bırakmak
- let things slide
- aralık bırakmak
- space
- aç bırakmak
- famish
- başkasına bırakmak
- relinquish
- boşluk bırakmak
- space
- bırakmak
- leave off
- bırakmak
- desist
- bırakmak
- drop out
We were told Tom wanted to drop out of school.
- Bize Tom'un okulu bırakmak istediği söylendi.
Tom had to drop out from college because he couldn't afford tuition.
- Tom okul ücretini ödeyemediği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.
- bırakmak (okulu)
- drop out
- dışarıda bırakmak
- shut out
- genel afla serbest bırakmak
- amnesty
- gölgede bırakmak
- eclipse
- haber bırakmak
- leave word
- hayran bırakmak
- to strike with admiration, to charm, to impress
- işi oluruna bırakmak
- let sleeping dogs lie
- kimsesiz bırakmak
- desolate
- okulu bırakmak
- drop out
Tom wanted to drop out of school.
- Tom okulu bırakmak istedi.
We were told Tom wanted to drop out of school.
- Bize Tom'un okulu bırakmak istediği söylendi.
- serbest bırakmak
- set free
- serbest bırakmak
- emancipate
- bir kenara bırakmak
- put away
- bırakmak
- stop
She has to stop smoking.
- O sigarayı bırakmak zorundadır.
You must stop gambling.
- Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.
- izlenim bırakmak
- register
- arada mesafe bırakmak
- hold at bay
- bırakmak
- devolve
- bırakmak
- let in
- bırakmak
- cease
- bırakmak
- concede
- bırakmak
- abdicate
- bırakmak
- recant
- bırakmak
- desert
- bırakmak
- park
- bırakmak
- cut
- bırakmak
- laisser
- bırakmak
- (Havacılık) abondon
- bırakmak
- part company
- bırakmak
- forgo
- bırakmak
- (Dilbilim) give in
- bırakmak
- forsake
- bırakmak
- bequeath
- bırakmak
- deselect
- bırakmak
- lay down
- bırakmak
- (deyim) set free
- bırakmak
- (Kanun) acquit
- bırakmak
- give over
- bırakmak
- let out
- bırakmak
- void
- bırakmak
- make over
- bırakmak
- grow
- bırakmak
- part with
- bırakmak
- deliver
- bırakmak
- (Dilbilim) let loose
- bırakmak
- let somebody have it
- bırakmak
- give off
- bırakmak
- walk out on
- bırakmak
- hand down
- bırakmak
- desist from
- bırakmak
- withdraw from
- bırakmak
- jack in
- bırakmak
- scuttle
- bırakmak
- break oneself of a habit
- bırakmak
- lay off
- bırakmak fare
- (Bilgisayar) drop
- bıyık bırakmak
- grow mustache
- ellerine bırakmak
- (Dilbilim) give up to
- etkisinde bırakmak
- (İnşaat) expose
- evine bırakmak
- take somebody to one's house
- evine bırakmak
- take somebody to one's home
- gebe bırakmak
- make pregnant
- geride bırakmak
- outstrip
- geride bırakmak
- walk away
- geride bırakmak
- set back
- geride bırakmak
- surpass
- geride bırakmak
- overtake
- geride bırakmak
- pass
- hayran bırakmak
- strike with admiration
- izlenim bırakmak
- make an impression on
- merak içinde bırakmak
- worry
- mülahaza hanesini açık bırakmak
- (Ev ile ilgili) I reserve my judgment
- mülahazat hanesini açık bırakmak
- (Ev ile ilgili) I reserve my judgment
- nefes nefese bırakmak
- wind
- nefessiz bırakmak
- wind
- rehin bırakmak
- hock
- rehine bırakmak
- (Ticaret) submit
- sakal bırakmak
- grow beard
- sigara bırakmak
- stop smoking
- sigara bırakmak
- quit smoking
- yerini bırakmak
- (Dilbilim) give way to
- yoksun bırakmak
- divest of
- yoksun bırakmak
- deprive of
- yoksun bırakmak
- count out
- yoksun bırakmak
- deny
- yoksun bırakmak
- debar (from)
- zorunlu bırakmak
- bind
- özgür bırakmak
- release
- özgür bırakmak
- (deyim) break out of
- özgür bırakmak
- free
- özgür bırakmak
- set free
- özgür bırakmak
- (deyim) break out
- bakımsız bırakmak
- dilapidate
- gölgede bırakmak
- excel
- emanet vermek, bırakmak
- to trust, to leave
- evine bırakmak
- to drop sb home
- hamile bırakmak
- Impregnate
- işi bırakmak
- Knock off, go out of business
- mecbur bırakmak
- forced to
- sigarayı bırakmak
- Quit smoking
- sözü birine bırakmak
- Leave the floor to
- sözü bırakmak
- Leave the floor to
Now, I would like to leave the floor to Mr. Brown.
- vasiyet bırakmak
- to leave a legacy
- yer bırakmak
- place to leave
- özgür bırakmak
- Unchain