-e zorlamak

listen to the pronunciation of -e zorlamak
Turkish - English

Definition of -e zorlamak in Turkish English dictionary

-e zorlamak
drive
-e zorlamak
reduce
zorlamak
force

I don't want to force you to go. - Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.

Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage. - Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.

zorlamak
compel
zorlamak
impose
zorlamak
inflict
zorlamak
urge
zorlamak
coerce
zorlamak
come down
zorlamak
force to be
zorlamak
push somebody for
zorlamak
put
zorlamak
worry
zorlamak
press into
zorlamak
(deyim) twist someone's arm
zorlamak
force to

I had to force Tom to take it. - Onu alması için Tom'u zorlamak zorunda kaldım.

zorlamak
stretch
zorlamak
push smb for
zorlamak
do violence to
zorlamak
compel to
zorlamak
cow somebody into
zorlamak
obtrude
zorlamak
crack
zorlamak
compel to be
zorlamak
oblige
zorlamak
wrest
zorlamak
sweat
zorlamak
railroad into doing
zorlamak
be urgent with somebody
zorlamak
make
zorlamak
subdue
zorlamak
bring pressure to bear on
zorlamak
pluck
zorlamak
strain
zorlamak
muscle in
zorlamak
stampede
zorlamak
clamour down
zorlamak
demand
zorlamak
obligate
sınırları zorlamak
Push the lines
şansını zorlamak
Push one's luck/chance
ateşkese zorlamak
silence
aşırı zorlamak
to overstrain
aşırı zorlamak
overstrain
inişe zorlamak
force land
işverenleri fazla işçi çalıştırmaya zorlamak
featherbed
kandırarak zorlamak
shanghai
karar vermeye zorlamak
worry smb. into a decision
konuyu zorlamak
(Konuşma Dili) force an issue
manivela ile zorlamak
prise
yapmaya zorlamak
shanghai into doing
zorlamak
(Hukuk) constrain
zorlamak
press gang smb. into doing smth
zorlamak
to try to force (something) open, try to break (something) open: Kapıyı zorlama! Don't try to force the door open!
zorlamak
lean upon
zorlamak
edge on
zorlamak
enforce
zorlamak
cozen
zorlamak
railroad
zorlamak
push

You don't want to push yourself too hard. - Kendini çok zorlamak istemiyorsun.

I didn't want to push my luck. - Şansımı zorlamak istemedim.

zorlamak
exact
zorlamak
to force, constrain, coerce, or compel (someone) (to do something)
zorlamak
bully
zorlamak
to strain, put a strain upon (something)
zorlamak
push smb. for
zorlamak
cow smb. into
zorlamak
clamor down
zorlamak
drive
zorlamak
impel
zorlamak
to strain, exert (oneself) to the utmost
zorlamak
to force; to coerce, to compel, to oblige; to strain
zorlamak
press

I don't want to pressure you. - Seni zorlamak istemiyorum.

zorlamak
to put pressure on, put (someone) under pressure, pressure (someone) insistently, press (someone) insistently
zorlamak
drag in
zorlamak
outrage
zorlamak
pressure

I don't want to pressure you. - Seni zorlamak istemiyorum.

zorlamak
bludgeon
zorlamak
twist smb.'s arm
zorlamak
impress
zorlamak (takat/sabır vb'ni)
tax
Turkish - Turkish

Definition of -e zorlamak in Turkish Turkish dictionary

zorlamak
Birine bir şey yaptırmak amacıyla güç kullanmak, boyun eğdirmeye çalışmak, zor kullanmak, mecbur etmek: "Bir realite hissi ile değil, bir tarih hissi ile kendimizi zorluyorduk."- F. R. Atay
zorlamak
Açılması, kırılması, sökülmesi gereken şeyler için güç kullanmak
zorlamak
Üstelemek, ısrar etmek
zorlamak
Birine bir şey yaptırmak amacıyla güç kullanmak, boyun eğdirmeye çalışmak, zor kullanmak, mecbur etmek
zorlamak
Açılması, kırılması, sökülmesi gereken şeyler için güç kullanmak. Üstelemek, ısrar etmek: "Bütün köylü zorladı da, bu sefer izin alabildi."- Ö. Seyfettin
-e zorlamak
Favorites