-e rağbet

listen to the pronunciation of -e rağbet
Turkish - English

Definition of -e rağbet in Turkish English dictionary

-e rağbet
market for
rağbet
desire
rağbet gören
crowded
eskiye itibar/rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı
(Atasözü) If old things were in fashion light from heaven would illuminate the flea market
rağbet
demand

Tom is in great demand. - Tom büyük rağbet görüyor.

Specialist workers are in demand. - Uzman işçiler rağbette.

rağbet
desire, demand: Buna artık rağbet yok. There's no demand for this anymore
rağbet
rush
rağbet
vogue
rağbet
esteem
rağbet
demand; popularity
rağbet
popular approval, popularity: Onun yazdıkları bugünlerde çok rağbette. The things he writes are quite popular nowadays
rağbet
craze
rağbet
run
rağbet etmek
1. to like. 2. to esteem, admire
rağbet etmek
to demand, to like
rağbet gören meslek
crowded profession
rağbet görmek
1. to be in demand. 2. to be popular
rağbet görmek
to be in demand
rağbet görmeyen
unpopular
yerli mala rağbet
localism
Turkish - Turkish

Definition of -e rağbet in Turkish Turkish dictionary

RAĞBET
(Osmanlı Dönemi) (Ragbet) İstek, arzu. İyi sayılmak. Bir şeyi çok iştiyakla istemek. İhlasla dua etmek, teveccüh etmek
rağbet
Beğenme, itibar
rağbet
İstek, arzu
rağbet
(Osmanlı Dönemi) istek, arzu; bir şeyi beğenerek istemek
-e rağbet
Favorites