We thought we would write out the directions, in case you got lost.
- Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm.
Though I had never met Jim, I could pick him out right away.
- Jim ile hiç karşılaşmamış olmama karşın, ben hemen onu ayırt ederim.
I will alert you in case any inconvenient situation.
He didn't pass after all.
- O, buna karşın geçmedi.
He was right after all.
- Buna karşın haklıydı.
Although I was tired, I did my very best.
- Yorgun olmama karşın, elimden gelenin en iyisini yaptım.
Although they were twins, they were of opposite personalities.
- İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı.
Although she is rich, she is not happy.
- O, zengin olmasına karşın mutlu değil.
Although they were twins, they were of opposite personalities.
- İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı.
For all his wealth, he is not very happy.
- Bütün servetine karşın, o çok mutlu değildir.
For all his supposed psychic powers, he could not predict his own death.
- Sözde psişik güçlerine karşın kendi ölümünü tahmin edemedi.
In spite of the depression, the prices of commodities are still high.
- Ekonomik durgunluğa karşın, ticari ürün fiyatları hala yüksek.
In spite of the depression, the prices of commodities are still high.
- Ekonomik durgunluğa karşın, ticari ürün fiyatları hala yüksek.
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
- Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
Despite his fame, he is not happy.
- Ününe karşın mutlu değil.
While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
- Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
While I understand what you are saying, I cannot do accordingly.
- Söylediklerini anlamama karşın, öyle yapamıyorum.