-e karşın

listen to the pronunciation of -e karşın
Turkish - English

Definition of -e karşın in Turkish English dictionary

-e karşın
though
-e karşın
considering
-e karşın
notwithstanding
-e karşın
in spite of
-e karşın
in despite of
-e karşın
while
-e karşın
with
-e karşın
in contrast to
-e karşın
despite
-e karşın
despite of
-e karşın
even though
-e karşın
for all
-e karşın
although
-e karşın
even if
buna karşın
for all that
karşın
though

We thought we would write out the directions, in case you got lost. - Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm.

Though I had never met Jim, I could pick him out right away. - Jim ile hiç karşılaşmamış olmama karşın, ben hemen onu ayırt ederim.

karşın
in spite of, despite, for all; although, though
ihtimaline karşın
In case

I will alert you in case any inconvenient situation.

buna karşın
after all

He didn't pass after all. - O, buna karşın geçmedi.

He was right after all. - Buna karşın haklıydı.

her şeye karşın
nonetheless, for all that, after all
karşın
but yet
karşın
altho

Although I was tired, I did my very best. - Yorgun olmama karşın, elimden gelenin en iyisini yaptım.

Although they were twins, they were of opposite personalities. - İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı.

karşın
although

Although she is rich, she is not happy. - O, zengin olmasına karşın mutlu değil.

Although they were twins, they were of opposite personalities. - İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı.

karşın
for all

For all his wealth, he is not very happy. - Bütün servetine karşın, o çok mutlu değildir.

For all his supposed psychic powers, he could not predict his own death. - Sözde psişik güçlerine karşın kendi ölümünü tahmin edemedi.

karşın
as
karşın
albeit
karşın
in despite of
karşın
in spite of

In spite of the depression, the prices of commodities are still high. - Ekonomik durgunluğa karşın, ticari ürün fiyatları hala yüksek.

karşın
spite of

In spite of the depression, the prices of commodities are still high. - Ekonomik durgunluğa karşın, ticari ürün fiyatları hala yüksek.

karşın
per contra
karşın
despite

Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide. - Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.

Despite his fame, he is not happy. - Ününe karşın mutlu değil.

karşın
while

While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that. - Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.

While I understand what you are saying, I cannot do accordingly. - Söylediklerini anlamama karşın, öyle yapamıyorum.

karşın
notwithstanding
Turkish - Turkish

Definition of -e karşın in Turkish Turkish dictionary

karşın
Gerekenin veya mantığın tersine olarak, rağmen