-e dikkatli

listen to the pronunciation of -e dikkatli
Turkish - English

Definition of -e dikkatli in Turkish English dictionary

-e dikkatli
observant of
dikkatli
watchful

Sami was very watchful. - Sami çok dikkatliydi.

dikkatli
careful

You should be careful in choosing friends. - Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.

I'm the type who likes to think things over very carefully. - Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.

dikkatli
attentive

Do your work with more attentiveness. - Biraz daha dikkatli çalışır mısın?

Listen attentively to what I say. - Söylediğimi dikkatlice dinle.

dikkatli
cautious

Be cautious when you cross the street. - Caddeyi geçerken dikkatli ol.

At last, they began to count down cautiously. - Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.

dikkatli olmak
watch out
dikkatli
thoughtful

You should be more thoughtful of your safety. - Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın.

dikkatli
canny
dikkatli
solicitous
dikkatli
attentively, carefully, cautiously
dikkatli bir şekilde
rigorously
dikkatli ol
be careful!

You must be careful not to make him angry. - Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.

You'd better be careful about going to her house. - Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.

çok dikkatli
meticulous
dikkatli olmak
mind
dikkatli
deliberate
dikkatli
advertent
dikkatli
(deyim) on the ball
dikkatli
selective
dikkatli
diplomatic
dikkatli
vigilant
dikkatli
conscientious
dikkatli
close

He wants to keep a close eye on the rules. - O kuralları dikkatlice takip etmek istiyor.

He closed carefully the front door. - O, ön kapıyı dikkatlice kapattı.

dikkatli
argus-eyed
dikkatli
tender
dikkatli
shy
dikkatli
punctilious
dikkatli
argus
dikkatli
thorough
dikkatli
hooly
dikkatli
alert

My son needs to be more alert at school. - Oğlum okulda daha dikkatli olmalı.

Be alert when you cross a busy street! - İşlek bir caddeden geçerken dikkatli ol.

dikkatli
eagle-eyed
dikkatli bir şekilde
shyly
dikkatli bir şekilde
over
dikkatli ol
be cautious

I want to be cautious. - Dikkatli olmak istiyorum.

I wanted to be cautious. - Dikkatli olmak istedim.

dikkatli ol!
watch your step!
dikkatli ol!
take care!
dikkatli olma
reck
dikkatli olma
carefulness
dikkatli olmak
keep one's eyes peeled
dikkatli olmak
be on the ball
dikkatli olmak
be watchful
dikkatli olmak
watch out for
dikkatli olmak
watch one's step
dikkatli olmak
keep one's eyes open
dikkatli taşıyın
handle with care
dikkatli şekilde
carefully
pek dikkatli olmayan
casual
bu bluzlara lütfen dikkatli davranır mısınız
Would you please be careful with these blouses
daha dikkatli ol
have a care
dikkatli
particular
dikkatli
studious
dikkatli
wary
dikkatli
intense
dikkatli
careful, cautious, chary, attentive, alert, scrupulous, circumspect, assiduous, diligent, regardful, studious, close
dikkatli
attentive, careful, cautious
dikkatli
scrupulous
dikkatli
regardful
dikkatli
intent
dikkatli
gingerly
dikkatli
rigorous
dikkatli
circumspect
dikkatli
argus eyed
dikkatli
heedful
dikkatli
assiduous
dikkatli
mindful

Béla takes his son to school every day, because he is a mindful father. - Béla oğlunu her gün okula götürür, çünkü o dikkatli bir baba.

I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake. - Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.

dikkatli
sleepless
dikkatli bakmak
look carefully
dikkatli bulunmak
have care
dikkatli düşünmek
think carefully
dikkatli inceleme
scrutiny
dikkatli okumak
read carefully
dikkatli olma
vigilance
dikkatli olma
being careful
dikkatli olma
thoughtfulness
dikkatli olmak
to be careful; to watch out; to take care; to watch one's step
dikkatli olmak
take care
dikkatli olmak
be particular about
dikkatli olmak
take heed
dikkatli olmak
be careful!

You've got to be careful. - Dikkatli olmak zorundasın.

I have to be careful from now on. - Artık dikkatli olmak zorundayım.

dikkatli olmak
pay heed to
dikkatli olmak
give heed to
dikkatli olmak
reck
dikkatli olun kapılar kapanıyor
be careful the doors are closing
dikkatli sürücü
careful driver
dikkatli temizleme
(Çevre) deliberate decontamination
dikkatli tutun
handle with care
dikkatli ve kuralcı
prim and proper
sözcük seçiminde dikkatli
quibbling
sözcük seçiminde dikkatli kimse
quibbler
yolda dikkatli olma
road sense
Turkish - Turkish

Definition of -e dikkatli in Turkish Turkish dictionary

dikkatli
Dikkat eden, özen gösteren (kimse)
dikkatli
Titiz, araştırıcı, sorgulayıcı: "Bir yabancının dikkatli bakışından ürkerek susacağından korkmuştu."- R. H. Karay
dikkatli
Titiz, araştırıcı, sorgulayıcı
-e dikkatli
Favorites