He is the minister responsible for the environment.
- O, çevreden sorumlu bakandır.
The president of the company bribed the government minister.
- Şirketin Başkanı Devlet Bakanına rüşvet verdi.
The girl staring back at me was angry.
- Bana dik dik bakan kız öfkeliydi.
U.S. Secretary of State John Kerry broke his right femur in a cycling accident Sunday in France.
- ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Fransa'da Pazar günü bir bisiklet kazasında sağ uyluğunu kırdı.
Belarus has been described by former US secretary of state Condoleezza Rice as the last remaining true dictatorship in the heart of Europe.
- Beyaz Rusya, ABD eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice tarafından Avrupa'nın kalbinde kalan son gerçek diktatörlük olarak tanımlanmıştır.