(veya

listen to the pronunciation of (veya
English - Turkish

Definition of (veya in English Turkish dictionary

veya turquoise
turkuaz
Turkish - English

Definition of (veya in Turkish English dictionary

veya
or
bir kararın veya bir hareketin olası etkisi
(Hukuk) implication
büyükbaba veya büyükanne
grandparent
bilimsel veya resmi yazı
(Hukuk) paper
hasta veya yaralı
(Askeri) patient
-mek veya -memek
whether
birden gelmek veya gözükmek
(Askeri) pop-up
bono veya emre yazılı senet
(Ticaret) bond
davul veya boru sesi
(Muzik) tuck
er veya geç
sooner or later
erken veya geç
sooner or later
erken veya geç demez
early and late
evet veya hayır
yes or no
heykel veya benzeri için oyuk
niche
istenen veya talep edilen şey
demand
kral veya eşine verilen unvan
majesty
küpe veya kolye ucundaki süs
pendant
lise veya üniversite
alma mater
mengene veya ayna çenesi
(Mekanik) jaw
reddetme jüri veya yargıcı
challenge
reddetmek hakim veya jüriyi
challenge
sanat veya meslek
(Ticaret) craft
sevmek (birini veya bir şeyi)
care for
sindirim sistemi veya kanalı
(Denizbilim) alimentary tract
sıkıcı şey veya kimse
nuisance
veya
else

I don't need you or anybody else. - Sana veya başka birine ihtiyacım yok.

yenileme veya
renewal
adı çıkmış yer veya kimse
byword
bir konuda bilgisi veya yetkisi olan kimse
knowledge or authority on a subject that one
eksen. çark veya çıkrık ortasındaki mihver
axis. axis in the middle of the wheel or windlass
elleri veya bacakları eğri olan
hands or legs with curves
erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)
early maturing or growing (fruit, vegetables)
esnek, ince kauçuk veya kauçuklu şerit
flexible, thin rubber or rubber band
evlenen kişi, gelin veya damat(frs.)
who married the bride or groom (frs.)
eyer yapma veya satma işi
saddle making or selling business
eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması
(Ticaret) placing of goods under customs approved treatment or use
fener yapmak veya satmak işi
flashlight to make or sell the work
gayda çalan veya yapıp satan kimse
The broker or doodle do
girenlemek işi veya durumu
girenle business or state
gül yağı çıkarma veya satma işi
The task of removal or sale rose oil
iktidardan düşmüş veya düşürülmüş
have fallen from power, or reduced
ilgilenme işi veya biçimi
or form of care work
istekle ve çabucak yemek veya içmek
quickly and eagerly to eat or drink
içinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol
within blood vessels, nerves, or a liquid overpass
kabarma işi veya biçimi
swell job, or format
kalbedilecek, çevrilecek veya değişecek yer
kalbedilecek, nowhere to be converted or replaced
karşılanma işi veya biçimi
or form of compensation for work
kavgayla yapılan veya içine kavga karışan
into a fight or quarrel with the involved
kenetlenme işi veya biçimi
docking, or formats for business
kireç dökülmek veya saçılmak
be poured or sprinkled lime
kolonya sürmek veya sürünmek
cologne or trail rides
kutlanma işi veya biçimi
celebrated work or style
kılıçla veya sözle taan etmek, çekiştirmek
or words to the sword with a taan, hitch
kıskanma işi veya biçimi
business or form jealous
mahmurlaşmak işi veya durumu
job or become sleepy state
mahvetmek veya mahvolmak
To spoil or ruin
panayırcının işi veya mesleği
panayırcı his business or profession
paralelleştirmek işi veya durumu
collimate the business or condition
seslemek işi veya durumu
to listen to the business or condition
sloganlaşmak işi veya durumu
become the slogan of the business or condition
tiplemek işi veya durumu
typing of business or state
tırmanmak işi veya biçimi
Born to climb or format
uçmak işi veya biçimi
Flying business or format
veya, ya da
or, or
yalamak işi veya biçimi
lick job or format
yazadurmak işi veya durumu
summer job or status
yetkilendirmek işi veya durumu
authorize the work or the situation
yolsuzca veya zorla elde edilen mal
obtained by corruption or force property
zıngırdamak işi veya durumu
zıngırda business or state
çurlatmak işi veya durumu
çurlat business or state
tehdit veya şantaj yoluyla para veya sair menfaat temini
(Hukuk) Racketeering and extortion (INT), blackmail (UK)
tugay veya tabur harekat karargah subayı (KK, Deniz Piyadeleri taburu veya alayı
(Askeri) battalion or brigade operations staff officer (Army; Marine Corps battalion or regiment)
tugay veya tabur istihbarat karargah subayı (KK, Deniz Piyadeleri taburu veya al
(Askeri) battalion or brigade intelligence staff officer (Army; Marine Corps battalion or regiment)
tugay veya tabur lojistik karargah subayı (KK, Deniz Piyadeleri taburu veya alay
(Askeri) battalion or brigade logistics staff officer (Army; Marine Corps battalion or regiment)