(selective list)

listen to the pronunciation of (selective list)
English - Turkish

Definition of (selective list) in English Turkish dictionary

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
works
{i} fabrika

Benim babam bir fabrikada çalışır. - My father works in a factory.

O bir fabrikada çalışıyor. - He works in a factory.

works
{i} çalışmalar

Onun en son çalışmaları geçici sergide. - His latest works are on temporary display.

Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim. - I have seen neither of his works.

works
{i} eserler

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir. - The painter produces many fine works of art.

works
{i} tesis

Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta. - The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.

Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var. - We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
{i} atölye

Ben atölyede çalışıyorum. - I am working at the workshop.

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

Her ülkede aynı şekilde işler. - It works the same way in every country.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır. - It works exactly as advertised.

works
(Askeri) TAHKİMAT: Bak. "fortification"
works
{i}

O, eniyi bu işi yapar. - He works best at this job.

Tom tembel bir çocuk değildir, İşin aslına bakarsanız, o çok çalışır. - Tom is not a lazy boy. As a matter of fact, he works hard.

works
{i} istihkâm
English - English
works