(see windows explorer)

listen to the pronunciation of (see windows explorer)
English - Turkish

Definition of (see windows explorer) in English Turkish dictionary

explorer
kaşif

Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu. - The voices coming from the jungle frightened the explorers.

Sebastian Cabot, John Cabot'un oğluydu ve aynı zamanda bir kaşifti. - Sebastian Cabot was John Cabot's son and also became an explorer.

explorer
{i} kâşif

Sebastian Cabot, John Cabot'un oğluydu ve aynı zamanda bir kaşifti. - Sebastian Cabot was John Cabot's son and also became an explorer.

Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu. - The voices coming from the jungle frightened the explorers.

explorer
(Tıp) Dişte çürük, yenme v.b. durumları tesbite yarayan sivri uçlu dişçi aleti
explorer
{i} (keşifte bulunmak amacıyla) (bir bölgeyi) dolaşan kimse
explorer
{i} araştırmacı

Araştırmacılar yolculuklarına devam ettiler. - The explorers continued their journey.

Araştırmacılar ciddi bir gıda eksikliğinden muzdarip olmaya başladı. - The explorers began to suffer from a severe lack of food.

explorer
(Tıp) Araştırma ve muayenede kullanılan herhangi bir alet
English - English
explorer