(see fte)

listen to the pronunciation of (see fte)
English - Turkish

Definition of (see fte) in English Turkish dictionary

effort
{i} gayret

Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim. - I'll make an effort to get up early every morning.

Çok az bir gayretle kitabı yazdı. - She wrote the book with very little effort.

effort
{i} çaba

Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim. - I'm sure your efforts will result in success.

Çaba güzel sonuçlar üretir. - Effort produces fine results.

effort
(Askeri) GAYRET, ÇALIŞMA, ÇABA
effort
(Askeri) çalışma

Proje, üç farklı sınıftan öğrencinin ortak çalışmasıydı. - The project was a joint effort by students from three different classes.

Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu. - Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.

effort
ceht
effort
teşebbüs
effort
çaba harcama

Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı. - Tom made no effort to apologize.

Hiçbir şey çaba harcamadan ölümlülere verilmez. - Nothing is given to mortals without effort.

effort
{i} çabalama
effort
kudret
effort
effortless gayretsiz
effort
{i} girişim

Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır. - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.

effort
{i} deneme
effort
{i} gayret, çaba, efor
effort
kendini sıkma
effort
çaba göstermeyen
effort
{i} eser
English - English
effort