(o) taş

listen to the pronunciation of (o) taş
Turkish - English
(Tıp) lith
A segment of an orange, or similar fruit
A limb
A joint; usually in phrases lith and limb, out of lith

there the ladyes hors stumbled and threwe her doun that her arme was sore brysed and nere she swouned for payne. Allas syr sayd the lady myn arme is out of lythe wher thorow I must nedes reste me .

Combining forms fr
sing
pres
{i} limb, arm, leg; joint; part, segment
li`qos, a stone; used chiefly in naming minerals and rocks
of Lie, to recline, for lieth
3d pers
Gr
A joint or limb; a division; a member; a part formed by growth, and articulated to, or symmetrical with, other parts
taş
stone

The house had a stone wall around it. - Evin etrafında taş bir duvar vardı.

Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift? - Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?

taş
rock

He threw a rock into the pond. - O, havuza bir taş attı.

Tom threw a rock at the dog. - Tom köpeğe bir taş attı.

değerli taş
gem

Rubies are one of most beautiful gems in the world. - Yakutlar dünyanın en güzel değerli taşlarından biridir.

Rare gems include aquamarine, amethyst, emerald, quartz and ruby. - Bazı değerli taşlar akuamarin, ametist, zümrüt, kuvars ve yakuttur.

taş çatlasa
never
değerli taş
gemstone
kalsiyum ve magnezyumlu taş
dolomite
taş
playing piece, counter (used in a board game such as chess or checkers)
taş
stone, gem (in a piece of jewelry)
taş
(a) stone; (a) rock
taş duvar
stonewall
taş parçaları
chipping
taş çatlasa
at best
tek taş
solitaire
yüzükte tek taş
solitaire
alınan taş
take
duble taş
doublet
kesme taş
(İnşaat) ashlar
kesme taş
cut stone
küçük taş
pebbles
kırık taş
brash
kıvrımlı taş
(Bilgisayar) carved stone
kıymetli taş
gemstone
sert taş
(Denizbilim,Teknik) hard stone
tabii taş
natural stone
taş
slang money, dough, rocks
taş gibi
strapping
yapay taş
(İnşaat) artificial stone
yapay taş
(İnşaat,Teknik) cast stone
Cahil ile bal yeme yaşdaş ile taş taşı
(Atasözü) You do well to accompany somebody about your age
Evin kristaldense başkasının camına taş atma
(Atasözü) The people who live in glass houses should not throw stone
Sırçadan evi olan komşuya taş atmaz
(Atasözü) Those that live in glass houses should not throw stones
Taş yünü
Rock wool
Yuvarlanan taş yosun tutmaz
(Atasözü) A rolling stone gathers no moss
beş taş
five stone
beşik taş
Stone Cradle
dağ taş
Stone Mountain
doğal taş
fieldstonenaturel stone
satrançta ve damada taş sürme işi
chess and checkers in the business of riding in the stone
sağlam, sert taş
strong, hard stone
taş basmacı
stone Basmachi
taş bina
stone buildings
taş devri
Stone Age

We are no longer living in the stone age. - Artık taş devrinde yaşamıyoruz.

Humans haven't changed much since the Stone Age. - Taş Devri'nden beri insanlar pek değişmedi.

taş düşürmek
(Tıp, İlaç) Pass kidney stones, pass stones
taş ekmek
pieces of bread
taş fırın
Masonry oven, brick oven
taş işçiliği
(Mimarlık) Masonry
taş kalpli olma durumu
If that is insensitive
taş kağıt makas
(Oyunlar) Rock, Paper, Scissors: a common name for a popular two-person hand game. It may also be referred to as Paper, Rock, Scissors, or by other combinations of the three words. The game is often used as a selection method in a similar way to coin flipping or drawing straws to randomly select a person for some purpose. However, unlike truly random selections, it can be played with skill if the game extends over many sessions, as a player can often recognize and exploit the non-random behavior of an opponent
taş kömürü
(Madencilik) Mineral coal
taş kırma tesisi
Stone crushing facility
taş levreği
stone bass
taş oynamak
Playing pieces
taş silindir
stone roller
taş yünü
Stone wool also known as rock wool or mineral wool, means fibers made from synthetic or natural minerals or metal oxides. It is an inorganic substance used for insulation and filtering. A common mistake is to believe that fiberglass and ceramic fibers are NOT mineral wools, but they are by virtue of their consisting of minerals or metal oxides
tek taş pırlanta
diamond solitaire
açlıktan göbeğine taş bağlamak
to be hungry and in a hopeless state
bademcik dokuda taş oluşumu
(Tıp) tonsillolith
bağrına taş basmak
to grin and bear it
bağırına taş basmak
to suffer patiently
beş taş oyunu
jacks
bu taş ne
What is this stone
buzul taş ve toprağı
moraine
büyük tek parça taş
sarsen
büyük yassı taş
slab
cevizi çift görmezse ağaca taş atmamak
not to waste one's effort on an unprofitable project
cilalı taş devri
neolithic age
cilâlı taş devrine ait
neolithic
dalgasına taş atmak
slang 1. to spoil (someone's) high. 2. to upset (someone's) applecart, spoil a good situation for (someone). 3. to make a pass at (someone's sweetheart)
dağ taş
everywhere, all around
dağ tepesine yığılan taş
cairn
delikli taş
sink
demirli taş
siderite
değerli taş
jewel
değerli taş
ice
değerli taş
stone
değerli taş
rock
değerli taş
gem, jewel
değerli taş
precious stone
değerli taş bilimi
gemmology
değerli taş oymacılığı
glyptics
dikili taş
(Tabiat Doğa) (taş) obelisk
dikili taş
stele
dikili taş
stone monument
dikili taş
obelisk
dikili taş
stelo
dikili taş
stela
gerize taş atmak
colloq . to provoke an insolent person
hangi taş pekse/katıysa, başını ona vur
(Konuşma Dili) 1. Nothing can be done to help you; and if you don't believe me, go ask my boss. 2. You're to blame for the mess you're in, so don't come crying to me! Seni/Sizi
kabartmalı değerli taş
cameo
kadın şeklindeki taş sütun
caryatid
kare biçiminde taş sütun
(Botanik, Bitkibilim) herm
kesme taş
face stone
kesme taş
hewn stone, ashlar
kitabeli dikili taş
stele
kitabeli dikili taş
stela
korkudan taş kesilmiş
petrified with horror
kurban kesilen taş
altar
kırık taş
metal
kıymetli taş
precious stone
kıymetli taş kesicisi
lapidary
lacivert taş
lapis lazuli
mavimsi yeşil değerli bir taş
aquamarine
moloz taş
rubble stone
ocaktan taş çıkarma
quarrying
oluklu taş
channel stone
opale benzer sarı taş
opaline
oymalı taş
intaglio
pabuçuna kum dolmak/taş kaçmak
to be uneasy, be on edge
piyondan büyük taş
piece
puding taş
(Jeoloji) puddingstone
safrakesesinde taş olan
calculous
suni taş
artificial stone, cast stone
sırça köşkte/evde oturan, komşusuna taş atmamalı
(Atasözü) People who live in glass houses shouldn't throw stones
takoz taş
pinner
taş
stone, rock, made of stone or rock
taş
jibe
taş
lapidary
taş
stone; rock; precious stone; piece, man; allusion, innuendo, dig (at sb); calculus, stone
taş
gibe; allusion
taş
concretion
taş
small stones and pebbles; jeer
taş
dig, barbed allusion
taş
flint

The landscape was cold and sharp as flint. - Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.

taş
gem; gravel
taş
innuendo
taş
med. stone, calculus (e.g. kidney stone, gallstone)
taş
fixed but vacant (stare)
taş
(dama) piece
taş alma ameliyatı aleti
gorget
taş anıt
megalith
taş anıt
menhir
taş arabası
slang dull and stupid person, blockhead, dodo
taş atma
jeering
taş atmak
throw rock at
taş atmak
jeer
taş atmak
to get in a sly dig at, make a barbed allusion about (someone)
taş atmak
to have a dig at (sb)
taş atmak
jibe
taş atmak
allude
taş atmak
throw stone at
taş atmak
pelt
taş atıp da kolun mu yoruldu?/ atıp kolun yorulmadı ya!
colloq . You get something all but handed to you on a platter, and yet you're still not satisfied!
taş bebek
doll
taş bebek gibi
(woman) who is beautiful but lacking in warmth
taş bordür
stone curb
taş damarı
grain
taş devri
hist . the Stone Age
taş devri
the Stone Age
taş devrinin eski zamanlarına ait
eolithic
taş dolgu
rubble
taş dolgu
1. large stone used for a riprap or enrockment. 2. making a riprap or enrockment. 3. riprap, enrockment. 4. rubble used as fill for a wall
taş duvar
stone wall

The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall. - Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı.

taş döküntüsü
detritus
taş döşek
blocage (a kind of masonry)
taş döşeli bahçe
rockery
taş döşeme
paving
taş döşemek
stone
taş döşemek
(yol) pitch
taş döşemek
lay flagstones
taş döşemek
cobble
taş düzeltme kalemi
drove chisel
taş düşürmek
to pass a kidney stone (gallstone, etc.)
taş evi
setting, mounting, mount (for a gem)
taş evi tırnağı
prong, claw (of a setting for a gem)
taş gibi
granite
taş gibi
rocky
taş gibi
stony
taş gibi
copper bottomed
taş gibi
1. hard as a rock, very hard. 2. stonyhearted, hardhearted. 3. rigid, inflexible (person)
taş gibi
as sound as bell
taş gibi
hard as stone, stony
taş gibi
granitic
taş gibi
like stone
taş gibi ölü
stone dead
taş gibilik
stoniness
taş gömüt
dolmen
taş hamuru
stucco
taş ile örmek
mason
taş işi
rockwork
taş işleme
stone dressing
taş kalem
stylus
taş kalem
slate pencil
taş kalpli
stony hearted
taş kalpli
obdurate
taş kalpli
stony
taş kalpli
insensitive
taş kalpli
hard hearted
taş keklik
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: sülüngiller) chukar
taş kesilme
petrifaction
taş kesilme
fossilization
taş kesilmek
1. to be dumbfounded. 2. (for liquid concrete, etc.) to harden
taş kesilmek
to be petrified
taş kesimi
stonecutting
taş kesme
stone cutting
taş kesme makinesi
stone cutter
taş kesmek
petrify
taş koymak
stymie
taş koymak
scupper
taş kârgir
stone masonry
taş kıran işçi
quarrier
taş kıran işçi
quarryman
taş kıran çiçeği
saxifrage
taş kırma makinesi
stone breaker
taş kırıcı
stone crusher
taş kıskacı
stone tongs
taş merdiven
Steps
taş ocağı
stone quarry
Turkish - Turkish

Definition of (o) taş in Turkish Turkish dictionary

taş ocağı
Quarry
yoluna taş koymak
Engellemek
Cilalı Taş Devri
Tarihten önceki zamanların ayrıldığı üç devirden biri
Yontma Taş Devri
Tarihten önceki zamanların en eski devri
Yontma Taş Çağı
bakınız: Yontma Taş Devri
buzul taş
Buzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çok kez parıltılı veya çizikli taşlar, moren
damla taş
Sarkıt
damla taş
Tıraş edilmeyerek yuvarlak ve cilâlı bırakılmış, değerli veya yarı değerli taş
dağ taş
Çok fazla
dağ taş
Şehir dışındaki her yer
dikili taş
Önemli bir olayın durumu veya bir zaferin anısı için dikilmiş tek parça yüksek taş, obelisk
kayağan taş
Killerin başkalaşımı ile oluşmuş, yaprak biçiminde ayrılabilen, mavimsi bir taş, kayrak, arduaz
kesme taş
Yola dizilmek amacıyla veya bir yapı için biçimlendirilmiş taş
moloz taş
Kaba, pürüzlü taş
pamuk taş
Birtakım kaynak sularının dibinde biriken, kalkerli veya silisli tortu, traverten
püskürük taş
Püskürük külte
sesli taş
Vurulduğunda çınlama sesi veren, gri veya yeşil renkli, ortoklazlı yanardağ kayası, fonolit
taş
Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde
taş
Tavla pulu
taş
Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme: "Tophane yukarılarında taştan bir binada oturuyordu."- S. F. Abasıyanık
taş
Taştan yapılmış, taştan oluşmuş
taş
Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
taş
Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme: "Ertesi günü kaldırıp Karacaahmet'e gömdüler, bir taş diken olmadı."- M. Ş. Esendal
taş
Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli taş
taş
Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça. Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz, tariz
taş
Dama, domino gibi oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri
taş
Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher
taş
Alaylı halk şiiri
taş
Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça
taş
Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz, tariz
taş
Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde
taş
Birine dokunsun diye söylenen söz
taş
Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
taş arabası
Aptal, sersem
taş bademi
Kabuğu çok sert bir tür badem
taş balığı
İşkine balığına verilen bir ad
taş baskı
Taş basması
taş basmacı
Taş basması ile uğraşan kimse
taş basması
Kalkerli taş yüzeyine sert bir cisimle kazındıktan sonra basılmış olan (yazı, resim), litografi, litografya
taş basması
Bu basım yöntemi
taş bebek
Genellikle alçı vb.den yapılmış oyuncak bebek
taş bilimi
Taşların yapısını inceleyen bilim, litoloji, petrografi, petroloji
taş bina
Taştan yapılan bina
taş böceği
Kabuğu katır boncuğuna benzeyen bir yumuşakça (Cypraea)
taş devri
İnsanın ortaya çıkışı ve taştan araçlar yapmasından başlayarak kalkolitik çağın sonuna kadar geçen tarih öncesi dönem
taş devri
Bir şeyin henüz gelişmemiş, ilkel durumu
taş dolgu
Taş ile yapılmış dolgu
taş döşeme
Zemin geniş yüzeyli taşlarla kaplı olmak
taş ekmek
İçi taş döşeli fırında pişmiş olan ekmek
taş iliği
Taşların yapraklar durumunda ayrılmasını sağlayan ara katmanı
taş kalpli
Acımasız, merhametsiz, taş yürekli
taş kalplilik
Taş kalpli olma durumu
taş kömürü
Jeolojik dönemler boyunca dönüşüme uğrayarak büyük bir kalori gücü kazanan bitki fosillerinden oluşan doğal yakıt, maden kömürü
taş küre
bakınız: Taş yuvarı
taş levreği
Gölge balığı
taş mantarı
Bir tür mantar
taş nanesi
10-50 cm yüksekliğinde, tüylü ve çok yıllık bir bitki (Micromeria fruticosa)
taş ocağı
Yapı işlerinde kullanılacak taşların çıkarıldığı yer
taş pamuğu
Asbest
taş pudra
Süslenmek için kullanılan pudra ve krem karışımı katı madde
taş sarımsağı
Genç yaprakları soğan yerine kullanılan bir soğan türü (Allium scorodoprasum)
taş tahta
Kayağan taştan yapılmış hesap tahtası
taş toprak
Yüzeyi taş ve toprakla kaplı alan
taş yağı
Gaz yağı
taş yuvarı
Yer kabuğunu oluşturan ve yer yuvarlağının merkez çekirdeği çevresinde bulunan katı yuvar, taş küre, litosfer
taş yürekli
Katı yürekli, hiç acıması olmayan, acımasız, taş kalpli
taş yüreklilik
Taş yürekli olma durumu, acımasızlık
yalancı taş
Değerli taşların camdan yapılmış taklidi
yaprak taş
İçinde mika parçacıkları bulunan, değişime uğraşmış şist
English - Turkish

Definition of (o) taş in English Turkish dictionary

taş yünü
Stone wool
(o) taş
Favorites