Bir ölçüde söylediklerine katılıyorum.
- I agree with what you say to some extent.
Bir ölçüde seninle aynı fikirdeyim.
- I agree with you to a certain extent.
Bir dereceye kadar bir kızak arabasını kontrol edebilirsiniz.
- To some extent, you can control the car in a skid.
Söylenti bir dereceye kadar doğru.
- The rumor is true to some extent.
Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir.
- It is important to recognize the extent of one's ignorance.
Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.
- Layla's letters revealed the extent of her racism.
Söylediğini bir miktar kabul ediyorum.
- I accept what you say to some extent.