Tom loves being outdoors.
- Tom açık havayı çok seviyor.
Tom seems to enjoy being outdoors.
- Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.
People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
- Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
The open-air concert was cancelled because of the rain.
- Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.