listen to the pronunciation of ℞
English - Turkish

Definition of in English Turkish dictionary

prescription
reçete

Tom reçete şişesinden bir hap aldı ve onu ağzına koydu. - Tom took a pill from the prescription bottle and put it in his mouth.

Üzgünüm, bu reçeteyi burada dolduramam. - Sorry, we can't fill this prescription here.

prescription
(Kanun,Ticaret) müruru zaman
prescription
müruruzaman
prescription
(Politika, Siyaset) zaman aşımına dayanan hak
prescription
(Tıp) preskripsiyon
prescription
(Politika, Siyaset) mülkiyet hakkı
prescription
zamanaşımına dayanan hak
prescription
buyruk
prescription
{i} emir
prescription
{i} zaman aşımı
prescription
{i} yönerge
prescription
{i} zaman aşımı ile kazanılan hak
prescription
buyruk/reçete
prescription
devam eden âdet
prescription
{i} (Tıp) reçete
prescription
{i} ilaç yazma
English - English
prescription
History
Favorites