The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
- Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
That kid is a little demon.
- Bu çocuk küçük bir şeytan.
Speak of the devil, here comes Kathy.
- Şeytanı an, Kathy'i gör.
Tom isn't very good at playing the devil's advocate.
- Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.
What is thunder? It's Satan's laughter.
- Gök gürültüsü nedir? Şeytanın kahkahasıdır.
The prince of darkness means Satan.
- Karanlığın prensi Şeytan anlamına gelir.
That man is one cunning devil!
- O adam kurnaz bir şeytan!
Tom isn't very good at playing the devil's advocate.
- Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.
Speak of the devil, here comes Kathy.
- Şeytanı an, Kathy'i gör.
Impulsiveness is the devil.
- Düşünmeden hareket etmek şeytandır.
I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus!
- Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.