şeyleştirmek

listen to the pronunciation of şeyleştirmek
Turkish - English
reify
Make (something abstract) more concrete or real
{f} demonstrate, make something simple and concrete
To regard something abstract as if it were a concrete material thing
consider an abstract concept to be real
şey
stuff

Tom doesn't like it when this kind of stuff happens. - Bu tür şey olduğunda, Tom bundan hoşlanmıyor.

Tom can't afford all the stuff Mary wants him to buy on his salary. - Tom'un, Mary'nin ondan satın almasını istediği her şeyi maaşıyla almaya gücü yetmez.

şey
{i} thing

We talked about various things. - Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.

I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do. - Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

şey
article

I read an academic article in that language and understood almost everything, but when I tried reading a story for beginners I understood nothing. - O dilde bilimsel bir yazı okudum ve neredeyse her şeyi anladım ama başlangıç seviyesindekiler için yazılmış bir hikayeyi okumaya çalıştığımda hiçbir şey anlamadım.

This article reminds me of something I saw on TV. - Bu makale bana TV'de gördüğüm bir şeyi hatırlatıyor.

şey
{i} matter

Do you have anything to say with regard to this matter? - Bu konu ile ilgili olarak söyleyeceğin bir şey var mı?

It doesn't matter what he said. - Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.

şey
chose

There are some things we could've change, but we chose not to. - Değiştirebileceğimiz bazı şeyler vardır fakat seçeceğimiz değil.

I realized that what I had chosen didn't really interest me. - Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.

şey
entity
şey
{i} doing

You need to stop doing things that bother Tom. - Tom'u rahatsız eden şeyleri yapmayı durdurmalısın.

I asked Tom to do the same thing that Mary was doing. - Tom'un Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapmasını rica ettim.

şey
{i} concern

What I have to say concerns everyone here. - Söylemek zorunda olduğum şey, buradaki herkesi ilgilendirir.

It's no concern of mine. - O, beni ilgilendiren bir şey değil.

şey
gizmo
şey
aggregate
şey
gimmick
şey
hickey
şey
thingumabob
şey
business

I don't know a thing about running a business. - İş idaresi hakkında bir şey bilmiyorum.

Find out all you can about Tom's business. - Tom'un işi hakkında öğrenebildiğin her şeyi öğren.

şey
dingus
şey
doohickey
şey
the thing is
şey
in thing
şey
well

Focus on one thing and do it well. - Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

Everything is well with us. - Bizimle her şey iyidir.

şey
thing, stuff, object; what-d'you-call-him/-her/-it; what's-his/-her/-its-name; thingummy, thingumabob, thingumajig; well
şey
object

It was an object of terror. - Dehşet veren bir şeydi.

You don't really love me at all. You only care about your math stuff! Not at all, I do love you! Prove it! Okay. Let A be the set of the objects I love... - Aslında beni hiç sevmiyorsun. Tek önem verdiğin şey matematik! Ne münasebet, seni seviyorum! Kanıtla! Peki. Sevdiğim şeyler A kümesi olsun...

şey
affair

He knows a lot about foreign affairs. - Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.

şey
thingummy
şey
doings
şey
what-do-you-call-it; what-do-you-call-him; whatyoumayjigger, thingumbob, thingamabob, thingumajig, thingummy (used to designate something or someone whose name one has either forgotten or doesn't know)
şey
lark
şey
doodad
şey
thingumajig
şey
whosit
şey
picayune
şey
backbone
şey
{i} res
şey
contraption
şey
aught
şey
plummet
şey
thingamajig
Turkish - Turkish

Definition of şeyleştirmek in Turkish Turkish dictionary

Şey
(Osmanlı Dönemi) BAZİL
Şey
(Osmanlı Dönemi) SÜMM
Şey
(Osmanlı Dönemi) HURS
Şey
(Osmanlı Dönemi) HİLBİSE
Şey
(Osmanlı Dönemi) FÜVFE
Şey
(Osmanlı Dönemi) MA'NE
Şey
(Osmanlı Dönemi) KUZA'MELE
şey
Nesne, madde: "Asıl zorluk belki öğrenilmesi lazım gelen şeylerin değil, unutulması gereken şeylerin çokluğundan gelir."- A. Ş. Hisar
şey
Belirsiz bir anlamda madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin adı yerine kullanılır: "Bana sen pek çok şey kazandırdın."- R. H. Karay
şey
Nesne, madde
şey
Belirsiz bir anlamda madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb. nin adı yerine kullanılır
şey
(Osmanlı Dönemi) KAZAM
şeyleştirmek
Favorites