şevkle

listen to the pronunciation of şevkle
Turkish - English
eagerly, enthusiastically
zealous

After working zealously, we were refreshed by fruit and water. - Şevkle çalıştıktan sonra meyve ve suyla canlandık.

ardent
fervently
ardently
enthusiastically
fervidly
keenly
radiant
spirited
şevk
eagerness
şevk
enthusiasm
şevk
kick
şevk
alacrity
şevk
ardent
şevk
{i} mettle
şevk
zest
şevk
zeal

After working zealously, we were refreshed by fruit and water. - Şevkle çalıştıktan sonra meyve ve suyla canlandık.

şevk
ardency
şevk
fervency
şevk
intentness
şevk
impulsion
şevk
desire
şevk
spirit
şevk
animation
şevk
fervour [Brit.]
şevk
verve
şevk
ardour [Brit.]
şevk
eagerness, enthusiasm, alacrity, fervour, fervor
şevk
fervor
şevk
ardor
şevk
elan
şevk
spiritedness
şevk
glow
şevk
lusty
şevk
{i} fervour
şevk
spirited
şevk
bang
şevk
fervent
şevk
oomph
şevk
zealous

After working zealously, we were refreshed by fruit and water. - Şevkle çalıştıktan sonra meyve ve suyla canlandık.

şevk
{i} ardour
şevk
panache
şevk
ebullient
Turkish - Turkish

Definition of şevkle in Turkish Turkish dictionary

ŞEVK
(Osmanlı Dönemi) Ekin
ŞEVK
(Osmanlı Dönemi) Diken
ŞEVK
(Osmanlı Dönemi) Birinin hiddet ve şevketi görünmek
Şevk
(Osmanlı Dönemi) ŞAVK
şevk
İstek, heves
şevk
İstek, heves: "Bütün gençlik heyecanlarımızın, şevklerimizin, çabalarımızın mesnedi olan ve adına Atatürk ilkeleri dediğimiz inançlar..."- Y. K. Karaosmanoğlu
şevk
Sevinç, neşe: "Çiftlik yine, sabah oluyormuş gibi şevkini kaybetmeyen bir aydınlık içinde..."- R. H. Karay
şevk
Sevinç, neşe
şevk
(Osmanlı Dönemi) çok istek, şiddetli arzu, neşe
şevk
(Osmanlı Dönemi) HANEN
şevkle
Favorites