Turkish - English
Definition of şenlik in Turkish English dictionary
- festival
- carnival
- festivity
- convivial
- cheerfulness; gaiety, merriness
- cheerfulness, merriment; festival, gala, carnival, festivities
- conviviality
- fete
- gaiety
- prosperous condition, prosperity, prosperousness (of a place)
- jubilation
- merriment, gay celebration; festival
- gala
- rejoicing
- fiesta
- glorification
- festivities
- joviality
- merriment
- jocundity
- merrymaking
- revelry
The party ended up with great revelry.
-Parti büyük şenlikle sona erdi.
- jauntiness
- revel
The party ended up with great revelry.
-Parti büyük şenlikle sona erdi.
- mirth
- gayety
- population
- fetival
- şenlik ateşi
- balefire
- şenlik ateşi
- feu de joie
- şenlik görmemiş
- ill-mannered, ill-bred, coarse, dirty
- şenlik görmemiş
- ill-bred, uncouth
- şenlik ile ilgili
- gala
- şenlik yapmak
- maffick
- şenlikler
- festivals
- evlere şenlik
- (Konuşma Dili) 1. What a disaster!/What a bungle! 2. May it not happen to anybody!/May it not befall you!
- geleneksel şenlik
- traditional fest
- geleneksel şenlik
- traditional festival
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of şenlik in Turkish Turkish dictionary
- Sevinç, neşe: "Gece her tarafta şenlik olmuş, çalgılar, davullar çalınmış, kıyamet kopmuş."- M. Ş. Esendal
- Şen olma durumu, şetaret
- Evin önünde yemeklik sebze yetiştirilen küçük bahçe
- Şen olma durumu, şetaret: "Emine'nin yüzüne öyle bir şenlik, çakırımsı şehla gözlerine öyle bir civeleklik geldi ki..."- O. C. Kaygılı
- Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram
- Sevinç, neşe
- Belli bir sanat veya sanatçıya ayrılmış gösteri dizisi, festival
- Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram: "Ne var ki bu şenlik gününde yüzüne bakan yok."- T. Buğra
şenlik
Hyphenation
şen·likPronunciation
Resimler
History
Favorites