şekil şekil

listen to the pronunciation of şekil şekil
Turkish - English
all kinds of, many different kinds of
şekil
mold
şekil vermek
give shape
şekil
figure

Young girls' desire for slim figures is strong. - Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.

I figured it was easier to do it this way. - Onu bu şekilde yapmanın daha kolay olduğunu düşündüm.

şekil vermek
mould
şekil
shape

Some important geometric shapes are the triangle, the square, the rectangle, the circle, the parallelogram and the trapezium. - Bazı önemli geometrik şekiller üçgen, kare, dikdörtgen, daire, paralelkenar ve ikizkenar yamuktur.

Our political system was shaped by feudal traditions. - Siyasi sistemimiz feodal gelenekler tarafından şekillendirilmişti.

şekil vermek
shape
şekil vermek
mold
şekil
mould
şekil
form

I formulated it wrongly. - Onu yanlış şekilde formüle ettim.

A form appeared from over there. - Oradan bir şekil ortaya çıktı.

şekil
image
dört üçgen yüzlü şekil
tetrahedron
elle şekil verilmiş
fashioned
geometrik şekil
(Matematik) figure
model şekil verici
(Askeri) former
on iki yüzlü şekil
dodecahedron
otomatik şekil
(Bilgisayar) autoshapes
otomatik şekil
(Bilgisayar) an autoshape
otomatik şekil
(Bilgisayar) autoshape
şekil vermek
style
şekil değiştirme
transfiguration
aerodinamik şekil
streamline
aerodinamik şekil
streamline shape
aynı şekil
kind

I'm sorry, I'll pay you back in kind. - Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.

beş yüzlü şekil
pentahedron
daha fazla otomatik şekil
(Bilgisayar) more autoshapes
dört açılı şekil
tetragon
dört yapraklı şekil
quatrefoil
dört yüzlü şekil
tetrahedron
dörtkenarlı şekil
quadrilateral
elle şekil verme
hand molding
eşkenar şekil
equilateral
garip şekil
grotesque
geometrik şekil
geometric figure
gerçek şekil
(Bilgisayar) true form
hukuki işlemlerde şekil
(Kanun) form of juristic acts
kabartma resim veya şekil
cartouch
kabartma resim veya şekil
cartouche
kafa şekil bozukluğu ve zekâ geriliği hastalığı
mongolism
kemiğin şekil bozukluğundan kırılması
osteoclasis
kolay şekil alan
waxen
kolay şekil alan
waxy
nihai şekil
final form
oniki açılı şekil
dodecagon
oniki yüzlü şekil
dodecahedron
oyma kabartmalı şekil
glyph
saça şekil vermek
hairdressing
serbest şekil
(Bilgisayar) freehand shape
standart şekil
(Askeri) standard pattern
tahtaya şekil veya resim çizerek konuşma
chalk talk
tane şekil faktörü
grain shape factor
viskoz şekil değiştirme
viscous strain
yuvarlak şekil
round shape
şekil
(Hukuk) modality
şekil
turn

Tom doesn't know how things turned out this way. - Tom şeylerin bu şekilde ortaya nasıl çıktığını bilmiyor.

Hanako turned out to be a surprisingly nice person. - Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.

şekil
figure , shape
şekil
way, manner
şekil
wise

A wise man would not act in that way. - Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.

şekil
diagram, figure, illustration
şekil
semblance
şekil
kind, sort, variety
şekil
morpho
şekil
face

The victim's body was lying face down on the rug. - Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.

If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in. - Benimle tekrar o şekilde konuşursan, yüzünü parçalayacağım.

şekil
condition, state
şekil
contour
şekil
illustration
şekil
shape, form; diagram, figure; way, manner
şekil almak
form
şekil almak
jell
şekil almak
take form
şekil almak
shape
şekil almak
take shape
şekil bozukluğu
malformation
şekil bozukluğu
deformity
şekil değiştirme
transformation
şekil değiştirme
deformation
şekil ve içerik olarak
(Ticaret) as to form and substance
şekil ve şemail
appearance
şekil verici
shaper
şekil verilebilirlik
plasticity
şekil verme
forming
şekil vermek
form
şekil vermek
give form
şekil vermek
to give form/shape (to)
şekil vermek
set
şekil vermek
stamp out
şekil vermek
dress
şekil çizmek
diagrammatize
Turkish - Turkish

Definition of şekil şekil in Turkish Turkish dictionary

ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) (Şekl) Biçim, dış görünüş. Çehre. Tarz. Formül
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Geo: Bir veya daha fazla hudut vasıtasiyle mahdut ve mahsur olan şey
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Bir adamın tab' ve hevasına muvafık olan şey
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Hey'et
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Muhtelif, müşkil işlerin her biri
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Birşeyin gerek hissedilen ve gerek mevhum sureti
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Şebih ve misil
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Edb: Aruz ıstılahında mısraların sayısına ve kafiyelerin sırasına göre ortaya çıkan şekil
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Suret. Surette benzerlik
ŞEKİL
(Osmanlı Dönemi) Gr: Yazıya nokta, hareke ve i'rab koymak
şekil
Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi
şekil
Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, biçim: "Dünyayı alıp avcuna bir gün Tanrım / Avcunda bu dünyaya bir şekil ver."- A. N. Asya
şekil
Olma biçimi, durum, hâl
şekil
Anlatım biçimi: "Ne yapıp yapmış, bu havai konuşmayı röportaj şekline sokmuştu."- Y. K. Karaosmanoğlu
şekil
Bir konuyu açıklamaya yarayan resim
şekil
Biçim
şekil
Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, biçim
şekil
Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi
şekil
Anlatım biçimi
şekil
Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi: "Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık."- R. N. Güntekin
şekil
Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim
şekil
Davranış biçimi, tutum, yol, tarz
şekil bilgisi
Kelime bilgisi, morfoloji
şekil değiştirme
Transformasyon
şekil şekil
Favorites