This is the town I told you about.
- Bu sana bahsettiğim şehir.
The station is situated in between the two towns.
- İstasyon iki şehir arasında yer almaktadır.
Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
- Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
Tokyo is a very big city.
- Tokyo çok büyük bir şehirdir.
The Loch Ness monster is an urban myth.
- Loch Ness canavarı bir şehir efsanesidir.
Recreational drug use inspires many urban legends.
- Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.
Cities and provinces along the Yangtze River in central China are grappling with the country's worst drought in more than 50 years.
- Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.
New York, where my father is staying on business, is a much more dangerous city than Tokyo.
- Babamın iş nedeniyle kaldığı New York, Tokyo'dan çok daha tehlikeli bir şehirdir.
New York is the biggest city in the world.
- New York dünyada en büyük şehirdir.
It's the best burger in town.
- Bu, şehirdeki en iyi burger.
Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
Amerika'daki en tehlikeli kenttir.
- Orası Amerika'daki en belalı şehir.