They sang a Christmas carol.
The sunshine struck hot on his fur, soft breezes caressed his heated brow, and after the seclusion of the cellarage he had lived in so long the carol of happy birds fell on his dulled hearing almost like a shout.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
They're able to sing.
- Onlar şarkı söyleyebilirler.
John played guitar and his friends sang.
- John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
We sang as we walked.
- Yürürken şarkı söyledik.
I heard the boys singing.
- Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
Tom hasn't sung in years.
- Tom yıllarca şarkı söylemedi.
Have you ever sung in French?
- Hiç Fransızca şarkı söyledin mi?