şarkı söyleme

listen to the pronunciation of şarkı söyleme
Turkish - English
sing

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

Suddenly, my mother started singing. - Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.

song

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

{i} singing

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

Suddenly, my mother started singing. - Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.

chant
şarkı söylemek
sing
şarkı söylemek
sang
şarkı söyle
sing

They're able to sing. - Onlar şarkı söyleyebilirler.

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

şarkı söyle
sang

They sang on the stage in turn. - Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.

We sang while hiking. - Yürürken şarkı söyledik.

şarkı söyle
sing a song
şarkı söyle
{f} singing

The girls came singing toward the crowd. - Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

şarkı söyle
sung

Tom hasn't sung in years. - Tom yıllarca şarkı söylemedi.

Have you ever sung in French? - Hiç Fransızca şarkı söyledin mi?

hep beraber şarkı söyleme
barbershop singing
şarkı söyle
croon
şarkı söylemek
have a sing
şarkı söylemek
sing a song
şarkı söylemek
chant
şarkı söylemek
descant
şarkı söylemek
a) to sing (a song) b) to chant
Turkish - Turkish
teganni
Şarkı söylemek
teganni etmek
Şarkı söylemek
(Osmanlı Dönemi) TENAGGUM